Tarihi 29 Ocak 2021

HDP hakkında boş laflar

HDP meselesi Türkiye'nin iyiden iyiye gündemine oturuyor. En son Esenyurt ilçe binasının skandal görüntüleri ortaya çıktı. Kanunlara göre kurulmuş bir siyasi partinin ilçe teşkilatının duvarlarının terör örgütü elebaşı Öcalan'ın fotoları, onlarca masum sivilin katledilmesine neden olan intihar bombacılarının afişleri ile dolu olması kabul edilemez. Bu terörün de ötesinde ölümü kutsayan DEAŞ ideolojisidir.

Söz ister istemez HDP'nin kapatılmasına geliyor. Kimisi HDP'nin çoktan kapatılması gerektiğini söylüyor, kimisi kapatılmaya karşı çıkıyor. Türkiye'nin parti kapatmayı daha doğrusu parti kapatmak zorunda kalmayı çoktan geride bırakmış olmasını isterdim. Keşke HDP legal sınırlar içerisinde kalmaya birazcık özen gösterseydi, PKK ile malum olan bağını en azından aşikar etmekten birazcık çekinseydi de bu noktaya gelinmeseydi.

Tüm bu tartışmada en saçma argüman ise "gelişmiş demokrasilerde parti kapatılmaz" lafı. Kimse kusura bakmasın, kelimenin tam anlamı ile boş laf! Tekrar ediyorum; Türkiye'nin HDP veya başka bir partiyi kapatmayı konuşmak zorunda kalmasından memnun değilim. Ama bu boş laf. Neden? Öncelikle gelişmiş demokrasi olarak bize örnek gösterdikleri ülkelerde partiler bal gibi kapatılıyor. İtalya Herri Batasuna Partisi'ni kapattı. Üstelik HDP gibi teröre açıktan destek veren bir parti de değildi. ETA'nın terör eylemlerini açıktan kınamayı reddettiği için kapatıldı. Tekrar edelim, HDP gibi terör örgütü elebaşına "başkan, önder, lider" dediği, heykelini dikmek istediği, dağa çocuk kaçırdığı, milletvekillerinin aracının bagajında silah ve patlayıcı bulunduğu, canlı bomba cenazesine katıldığı için değil; terör örgütü ETA'yı açıktan kınamayı reddettiği için kapatıldı.

Gelelim ikinci nedene; evet demokrasilerde parti kapatılması tercih edilmez. Ancak parti kapatılması tercih edilmiyor diye demokratik sistemin altını oyan partilere de müsamaha gösterilmez. Bilakis siyaset kurumu kendi aldığı tedbirler ile işi mahkemeye bırakmaz. Sistemin altını oyan parti yalnızlaşır. O parti ile açık veya örtük ittifak yapılmaz, Cumhurbaşkanı veya belediye başkan adayları seçim kampanyasına o partinin hapisteki terör suçlusu eski genel başkanını ziyaret ederek başlamaz, parti başkanları hapisteki terör suçlusuna kahvaltı randevuları vermez. Bırakın terörü desteklemeyi terörle arasına yeterince mesafe koymayan parti yalnızlaşır, hayat hakkı bulamaz.

Keşke bizde de öyle olsaydı. CHP, HDP ile arasına mesafe koyabilseydi. Muharrem İnce yine HDP'lilerden oy isteseydi ama hapisteki terör suçlusu Demirtaş'ı ziyaret etmeseydi. Ekrem İmamoğlu yine HDP'lilerin oyları ile belediye başkanı seçilseydi ama HDP'nin PKK'yla ilişkisini konuşacak cesareti gösterseydi. Meral Akşener yine ittifak siyasetini gözetseydi ama ortada araba yokken atları koşar bir tavırla Demirtaş'a şimdiden kahvaltı randevusu vermeseydi.

Doğru, gelişmiş demokrasilerde parti kapatılmamalı ama aynı zamanda gelişmiş demokrasilerde siyasetçiler oy hesabı için terörü görmezden gelmemeli. İşte o zaman parti kapatmaktan bahsetmek zorunda kalmayız.