İYİ Parti ortak noktaları siyasette var ve etkili olmak olan 3-4 farklı hizibin bir araya gelmesiyle kuruldu. "Bugün partiyi kuralım, pozisyonu alalım, yarın bir gün nasıl olsa fırsat çıkar" anlayışı ile hareket ettiler. Fırsat olarak düşündükleri de Erdoğan karşıtlığından fazlası değil. Erdoğan' karşıtlığından başka İYİ Partililerin yaygın görüş birliğine vardığı diğer husus ise Meral Akşener'in genel başkanlığı oldu. Akşener toplum nezdinde belli bir popülariteyi yakaladı ve medya desteğine sahip oldu. Geçmişte bakanlık yapması ve kadın olması da Akşener'in avantaj hanesine yazıldı.
Bu kısıtlı ortak noktaların haricinde parti tutanın elinde kalıyor, kim nereye çekerse oraya gidiyor. Çizgisi belli değil, fikri hiç yok. Partinin üst düzey yöneticileri hem fikri hem de kişisel düzeyde birbirleriyle çelişiyorlar. Üstelik bu parti içerisinde bir sorun olarak da görülmüyor çünkü en başından beri vaziyet böyle. Ümit Özdağ'ın açıklamaları bunun son örneği oldu. Bir partinin genel başkan yardımcısının İstanbul il başkanına FETÖ'cü ithamında bulunmasını insanın aklı mantığı almıyor ama İYİ Parti'de oluyor bunlar.
Daha garibi Meral Akşener'in olan biten karşısındaki tavrı. Akşener'e İstanbul il başkanına FETÖ'cü diyen genel başkan yardımcısı hakkında disiplin süreci başlatılacak mı diye soruldu. Cevabı "bunlar halkın gündeminde yok" oldu. Bu eğer doğru ise aslında bir itiraf. İYİ Parti'nin toplumun gündeminde ne olursa olsun bir yer işgal edemediğini söylüyor. Ya da Akşener topa girmemek için "toplumun gündemi" retoriğinin arkasına sığınıyor - ki öyle! Herhalde İYİ Partilileri bir arada tutan şeyin ne olduğunu en iyi Akşener biliyordur. Partinin olduğu yerde kalmasının mümkün olmadığını illa ki başka bir yere gidip başka bir şeye dönüşeceğini görüyordur. Dönüşüm zamanına kadar da mümkün olduğunca fire vermemek derdinde. Onun için topu taca atıyor, açıklama yapmaktan kaçınıyor. Ümit Özdağ'ın "cesur" açıklamalarının arkasında da aynı şey var. Özdağ da partinin hamle zamanı gelene kadar bir arada kalması gerektiğini biliyor. Tek bir kişinin bile vazgeçilmez olduğunun farkında. Kaldı ki kendisi "tek bir kişi" de değil. Dolayısı ile disiplin yaptırımı ile karşılaşmayacağını bildiği için rahat konuşuyor.
İYİ Parti'de kazan bugün kaynamadı, en başından beri oldukça hararetli. İYİ Parti kazanını uygun zaman geldiğinde kulbundan tutup bir sofraya koyacaklar. İşte o zamana kadar kazanın devrilmemesi gerekiyor. Onun için de şimdilik herkes olduğu yerde kalacak. İstifa, ihraç, bölünme beklememek lazım. Kritik günler 2023'e doğru başlayacak. Parti CHP ve HDP ile aynı blokta mı yer alacak? Eğer aynı blokta yer alırsa Saadet, Deva, Gelecek gibi küçük partilerin tutumu ne olacak? Mesela İYİ Parti'nin CHP-HDP bloğunda yer aldığı ve diğer partilerin de üçüncü bir ittifak oluşturduğu senaryo İYİ Parti'yi zora sokabilir. Keza İYİ Parti'nin diğer partilerle birlikte üçüncü ittifakı oluşturması da beraberinde başka parti içi sorunları getirecektir. Tabiki Cumhur İttifakı'na dahil olduğu senaryonun da parti içi dengeler açısından açmazları var.
İYİ Parti'nin kaderini seçim yaklaştıkça alacağı tutum ve bu tutuma karşı gösterilen tepkileri Meral Akşener'in yönetme becerisi belirleyecek. Ne Özdağ'ın açıklamaları ne de başka bir şey.
