Bilhassa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile demokrasinin öteleneceği iddialarından beslenen bu tartışmalar, Nisan ayında oylanacak olan sistemin sağlıklı bir zeminde değerlendirilmesini de engelliyor. Sistemle ilgili asılsız iddialar, 'hayırcılar'ın en büyük kozu. Oysaki yaşanan sürecin en koyu 'hayırcısı' pozisyonunda olan Ana Muhalefet Partisi Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dahi yeni sistemin içeriğini kavrayabilmiş değil. Tamamen ezbere bir muhalefet yürütüldüğünün en büyük kanıtı kendisidir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ne olduğunu dahi tam öğrenememiş olan en koyu 'hayırcı'mız Kılıçdaroğlu şöyle söylüyor: "Yeni modeli kurduk. Halk seçti cumhurbaşkanını...
Başbakan da başkası oldu.
Cumhurbaşkanı başka bir partinin genel başkanı, başbakan başka bir partinin genel başkanı... Asıl kavga o zaman çıkacak!" Kılıçdaroğlu anlaşılan daha muhalefet ettiği paketin içeriğini bilmiyor. Yeni sistemde başbakan yok.
Ancak bu sözlerinde kesinlikle çok haklı! Cumhurbaşkanı başka bir partinin genel başkanı, başbakan başka bir partinin genel başkanı olunca ne olacak? Alın size kavga! Söyleyin Allah aşkına memleketini, vatanını, milletini seven insan böyle bir kavganın çıkmasına hiç izin verir mi? Asla ve kat'a.
Hatırlayın;
Ortalama 3,5 yılda bir genel seçim yapılmış. Ne olmuş? Terörü, şiddeti ve krizleri önleyecek ve yönetecek güce hükümetler sahip olamamışlardır. Ülke, istikrarsızlık kaynağı olan koalisyon hükümetlerine muhtaç olmuştur.
Koalisyon hükümetleri de iktidarda kalabilme adına milletle değil; medya patronları, askerler ve dış mihraklarla işbirliğine gitmişlerdir.
Dolayısı ile Kılıçdaroğlu bu gafında haklı. "Cumhurbaşkanı başka bir partinin genel başkanı, başbakan başka bir partinin genel başkanı" olursa işte asıl kavga o zaman çıkacak.
Vatanını, milletini, ülkesini sevenlere düşen şüphesiz böyle bir kavganın çıkmasını önlemek!