Maça saatler kala Kerim'in İngiltere'ye transfer haberi geldi. Bu ani ve flaş gelişme hem futbolcuların hem de bizim maça bakışımızı değiştirdi.
Beşiktaş, sosyal güvenlik kurumu değil. Milyon liraların havada uçuştuğu bir alemde, olmuyorsa o futbolcuda ısrar edilmez. Kerim'in gitmesi doğrudur ve aynı şekilde ayrılması gereken çok sayıda oyuncu olduğu bu maçta bir kez daha görüldü.
Yedek ve kadroya girme şansı bulamayan futbolculardan oluşan Beşiktaş'ta bir futbolcu vardı ki sahada elmas gibi parlıyordu.
Hafta içi oyundan çıkarken yaptığı hareket nedeniyle bu maç onun için cezaydı. Çünkü 32 yaşında ve normalde bu tür önemi az maçlarda oynaması değil aksine dinlenmesi, ceza ve sakatlıktan korumak için saklanması gerekiyor.
Anlaşılacağı gibi Quaresma'dan, Beşiktaş'ın dünya çapında tanınan tek futbolcusundan bahsediyoruz. Kendisini eleştiren ve ceza olarak sahaya sürenlere de hem futbolu hem de profesyonelliğiyle ders verdi. Muhteşem golüyle de maçın geri kalanını formaliteye çevirdi.
Takımdaki bazı oyuncularla kıyasladığımızda görece az paraya oynayan Quaresma'ya disiplin gösterisi yapmaya kalkarsanız Beşiktaş, kaybeder.
İstediğiniz kıvama getiremezsiniz, öyle olsaydı Barcelona'da oynardı zaten.
Sağ ayaklı olmasına rağmen sol stoper olarak alınan Mitrovic'e yer açılsın diye sol bekte oynatılan Atınç, güzel bir gol atan Beck, Utku ve Necip de takımın diğer iyi isimleriydi.
Veli Kavlak geri döndü ama sahada adeta yoktu. Transfer dönemindeyiz, acı da olsa doğrusunu söylemek gerekiyor.
Ömer ve Aras da Beşiktaş'ın oyuncusu değil. Rhodolfo da Veli gibi.
Hizmetleri için teşekkür etme zamanı.
Fatih'i beğeniyorum, biraz daha şans verilse olacak gibi.
Mitrovic transferi için not: Rahmetli Ecevit'in de 50-60 tane hepsi aynı olan mavi gömleği vardı...
MAÇIN EN iYiSi QUARESMA
Top ayağına çok yakışıyor. Onu izlemek zevk.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ ÖMER ŞİŞMANOĞLU
İyi niyetli ama olmuyor. Olacak gibi değil.