Selda Uskan

SELDA USKAN

Tarihi 26 Mart 2015

Akıl ver abla!

Ablacım bahar geliyor, ben yandım! Her önüme gelen kıza aşık oluyorum! Kendimi tutamıyorum abla. Sene sonuna doğru bir bakıyorum kız çirkin, uyuz mu uyuz. Tabii başıma bela olmuş. İyi yürekliyim ya sonra her birine kırk dereden kırk su, "Bak şekerim, sen benden daha iyilerine layıksın" filan. Ama bu laf da deşifre oldu, kızlar artık yutmuyor. Geçen yılın kadrosunu daha yeni temizledim. Lütfen bir veda bahanesi bulur musun? Kesin çözüm olsun. Rumuz: Ruhum

S.U. CEVAP: Bizim zamanımızda 'Ailem beni evlendiriyor' denirdi. Şimdiki kızlar inanır mı bilmem. Belki başka şehre tayinin çıkmış olabilir! Yok o da olmaz daha küçüksün. Veya 'Üç ay ömrüm kaldı, benden sana yar olmaz!' desen... Buldum; 'Hafızamı yitirdim, siz kimsiniz bayan?' Ay bilemedim evladım, ne desem boş. Allah yardımcın olsun. Kızları üzmeden ama.

Neden böyleyiz?
En büyük sorunum eşimi aldatıyor olmam.
Üstelik o kadınlar karımın eline su dökemezler.
Biz erkekler ihanetten vazgeçemiyoruz?
Bunun bir ilacı, tedavisi yok mudur? Ne de olsa bu da bir illet... Benimki üstelik ucuz bir illet. Rumuz: Utanç

S.U. CEVAP: Bazı erkekler için kadınlar 'çay bardağı' gibidir ve bu arkadaşlar çeşit sever. Misal, üzerinde logosu olan belediyenin dağıttığı sıradan cam parçası bile onların nezdinde evdeki kristal bardaktan daha caziptir.
Çay doldururken, bakarsınız ki eli ucuz modele gidivermiş. Kocası tarafından 'piyasa kızıyla' aldatılmış eşler bu yüzden, "Şekerim nasıl olsa bir içimlik fincandı, geldi geçti" derler. Hanımlara gelince, 'çay bardaklarına' seçici bakarlar. Erkek çayı tüketir, kadın ise içer. Ama gün gelir içici kadının canına tak eder ve 'evdeki günlük kullandığı bardağı değiştirmeye karar verirse' yerine koyacağı 'ürün' kesinlikle daha kaliteli, hatta butik mal olur. Yani, kadının boşadığı koca, esmer bıyıklı ve göbekliyse, yeni çay bardağının ince uzun ve akça pakça olması kaçınılmazdır. Bilmem sorununuzun kökenini anlatabildim mi?

Evlenmem lazım
Ben evde kaldım. 33 yaşındayım ve ne zaman evleneceğim de çoluk çocuğa karışacağım bilmiyorum. Mutsuz olayım ama tek evleneyim! Bir şirketin muhasebesinde çalışıyorum, şansıma bekar yok. Evlenme programlarına mı gideyim, bilmiyorum. Bu yıl da evlenmezsem canıma kıyarım, buradan söylüyorum.. Rumuz: Hayallerim ve Ben

S.U. CEVAP: Evlilik, ideal insanı bulunca yapılmalı. Yoksa boş yere hayatınızı tüketirsiniz. Toplumumuzda 'evde kalmış' yaftasını yapıştıranlar 'mutsuz ev kadını' söz konusu olduğunda ortalarda görünmezler. Sizin kaygınız ve telaşınız biraz da bu yüzden sanırım. Ama sizi seven bir eşle, sıcacık bir yuvanın hayalini kuruyorsanız, izdivaç programlarından önce eş ve dosttan yardım almalısınız. Bildik biri olsun yani.

Boşanma demeyin
Geçinemeyen ailelere 'Boşanmayın' diyorsunuz. Kadının çektiklerini bırakın bir yana, çocukların yaşadığı kabusu nasıl görmezden gelirsiniz? Daha iyi mi oluyor sanki? Annem ile babam 18 yıl sonra ayrılıyorlar. Bir erkek olarak babamdan utanıyorum.
Keşke daha önce ayrılsalardı. Rumuz: Faydasız Keşkeler

S.U. CEVAP: Haklısın, yaşım icabı 'ailelerin dağılmaması için son noktaya kadar mücadele edilmesinden' yanayım.
Çünkü siz çocukların ruhunda, anne veya baba hasretinin nasıl derin yaralar açtığını bilirim. Ben hep, 'Anne ve çocuklar boşanma sonunda aç-açıkta kalır ve çok daha zor bir hayat yaşarlarsa' diye korkarım. Çünkü en büyük çile, evladının karnını doyuramayan bir annenin yüreğinde hissettiği o büyük acıdır. Fedakarlık da biz kadınlara düşer.