Selahattin Kınalı

SELAHATTİN KINALI

Tarihi 9 Mayıs 2020

TFF zorda-2

SAĞLIK Bakanlığı öncülüğünde örnek bir bilimsel disiplinle, tüm dünyanın saygı duyduğu bir pandemi mücadelesi veren Türkiye, futbolunun şampiyonunu bulabilmek gibi kutsal! bir amaç uğruna, bordasından başaltından pruvasından daha şimdiden su alan TFF gemisinde fırtınalı bir denize doğru yol alıyor.
TFF önce, Hayatı ve insan sağlığını ciddiye alan herkesi bıyık altından güldüren bir "Futbola Dönüş Protokolu" paylaştı Aynı TFF bir gün sonra da liglerin 12 Haziran'da seyircisiz olarak başlatılması için çalışma yapıldığını "şimdilik" açıkladı.
Yani esasen TFF de, kendini tamamen coronanın seyrine teslim ettiğini, "şimdilik" ifadesiyle itiraf etti.

KAZIN AYAĞI ÖYLE DEĞİL
12 Haziran
kararının ilanı sonrası önce Sağlık Bakanı, ardından da kulüpler peşi sıra yaptıkları açıklamalarla "Kazın ayağının öyle olmadığı"nı vurgulama ihtiyacı duydu.
Bakan Fahrettin Koca, bakanlık olarak TFF'nin kararına karışmadıklarını vurguladı.
Şu cümle, TFF'nin iki günlük savruluşlarına konan nokta oldu:

BAŞKA BİR OYUN PİŞİYOR
"TFF bu kararı (12 Haziran
lige başlayış) alabiliyorsa karar kendisinindir dolayısıyla sorumluluk da bu anlamda TFF'nindir" Kamu otoritesinin bu açıklaması sonrası "liglerin 12 Haziran'da kaldığı yerden devam edebileceğine inananlar partisi" (L12HKYDEİP) kurulsa yakın tarihteki örnekleri gibi topluma sadece neşe kaynağı olabilir.
Bu faslı bitirirken, tüm yükü TFF'nin sırtına yükleme insafsızlığına karşı olduğumuzu, kendilerinden beklenenin, lobilerin değil hakkaniyetin kayığına binmeleri ve insan sağlığının önüne hiç bir "hesabı" koymamaları olduğunu hatırlatalım Oynanma ihtimali ne kadar zayıf olsa da, kimi çevreler ve medyadaki temsilcileri aracılığıyla "medyanın arka odasında" başka bir oyun da pişime hazır bekliyor.

TEK ŞEHİR LOBİSİ!
Esasen burada insanı rahatsız eden de maçların nası oynanacağı değil, bu lobicilerin etik erozyonudur Bu lobiciler şu sıra, buldukları her fırsatta "liglere devam edilirse tek şehirde oynanmalıdır" ezberiyle hemhaller.
İlk bakışta iyi niyetli bir çare arayışı olarak algılanması doğal. TFF Başkanı Nihat Özdemir'in "gündemimizde tek şehir konusu yok" demesinin de bu bapta çok önemi yok.
Bu şehir, herkesin bildiği gibi geniş olanaklarıyla Antalya.
Ama Antalya'da yaz aylarında değil spor yapmak, sokakta yürümek bile eziyettir ve hayatının birkaç gününü Antalya'da geçiren herkes bu "terim terim terleten" sıkıntıyı bilir.
İşte bu "ortak sıkıntı" birkaç gün gündeme geldikten sonra olacağı da ben şimdiden yazayım burada dursun.

MAYIN EŞEĞİ BUNDESLIGA
"Maçlar tek şehirde oynansın"
lobisinin, medyadaki temsilcileri şunu söyeyecekler;
"Ya evet biz Antalya dedik ama, gerçekten eleştiriler de çok haklı, o gece gündüz fark etmeyen müthiş sıcak ve nem futbola izin vermez, hay Allah ne yapsak, acaba İstanbul'da mı oynasak ne!" Biz peşin peşin gülelim de...
Ekonomi gibi, modern hayatın en güçlü belirleyenin de yaşanan büyük sıkıntının yanı sıra, karantina ve tedbirlerden bunalan beşerin sosyal alanda bir "nefes" alabilmesi için futbolun önemi kuşkusuz büyük.
Çare arayışlarına en büyük umut Almanya'nın 16 Mayıs kararı oldu. Türkiye ile benzer bir pandemi öyküsü olan Almanya bu süreci sorunsuz yürütürse, herkese umut olacaktır. Kabul edelim ki, Almanya'dan neredeyse 1 ay sonra lig başlama planı yapan Türkiye için Bundesliganın mayına basmaması hayati önem taşıyor Şike sezonunda uğradığı akıl almaz haksızlıklar ve hiç bir zaman kabul edilemeyecek "ötekileştirme" dili ve uygulamalarıyla sütten ocağı yanan Trabzon ve Trabzonspor, en azından bu kez, faka basmamaya kararlı.

TS'NİN GARANTİ TALEBİ
Eğer ligler TFF'nin "arzuladığı" şekilde, insan sağlığını azıcık öteleyip maddi- manevi! kazanımlar uğruna her tür risk alınıp da başlatılırsa, Trabzonspor kalan 8 haftanın da mutlaka bitirilmesi ya da yarıda kalma durumunda 26.haftanın geçerli sayılması doğrultusunda garanti belgesi almadan maçlara çıkmayacak. yazıya müzik: eşeği saldım çayıra (cem karaca)