Tarihi 27 Temmuz 2018

Gerçek çağ atlama dönemi başladı

R haftalık tatil bitti ve sizlere yeniden 'Merhaba' demek çok güzel.
Tatilin ardından Ankara'da pek duramadım ve siz bu satırları okurken ben Başkan Tayyip Erdoğan ile birlikte Güney Afrika ve Zambiya gezisinde olacağım. Dünya ekonomisinin yüzde 23 pay sahibi olan Güney Afrika, Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'den oluşan BRICS 10.
Liderler Zirvesi'ne Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı sıfatıyla davet edildi.
Seyahatle ilgili detayları Pazartesi günkü yazımda paylaşacağım elbette ama Türkiye'nin, yeni dünya düzeninde artık oyun oynanan değil, oyun kurucu devlet olmasına, bir dünya devleti olmasına ve Başkan Erdoğan'ın da bir 'Dünya Lideri' olarak artık bu tür zirvelerde oynadığı role bir kez daha tanıklık etmek gerçekten bir gazeteci ve bir Türk vatandaşı olarak gurur verici.
Gelelim, tatildeki izlenimlerime.
Malum gazeteci olunca, safi tatil yapmak zor.
Abim turizmci olduğu için ilk durağım ailemin yanına, Didim'e oldu. Bu yıl malum seçimler ve üniversite sınavları derken sezon biraz geç başlamış ama gördüğüm ve abim ve arkadaşlarından dinlediğim kadarıyla bu yıl gerçekten güzel bir sezon oluyor. Yerli turist kadar yabancı turistin de yoğun ilgi gösterdiği Ege kıyıları arasında kısa da olsa Kuşadası ve Çeşme'ye de uğradım ve benzer izlenimleri oralarda da edindim.
Sektörün içinden gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'dan da herkes çok ama çok ümitli. 6 günlük tatilde gördüklerim "Ölüyoruz, bitiyoruz" diyenleri en aleni şekilde yalanlıyordu. Özetle;
Türkiye üzerine oynanmak istenilen her oyun; önce Allah'ın izniyle ve elbette milletin gücü ve inancıyla, güçlü liderlik anlayışıyla tek tek boşa çıkıyor.


ADAM
diye yazılır..
Mesut Özil diye okunur...


"Çürük ip koptu"
24 HAZİRAN seçimlerinin en büyük iki kaybedeni hiç kuşkusuz CHP ve İyi Parti (İP). Partinin oyunun 20'leri aşacağını iddia eden ve kendisinin Cumhurbaşkanı seçileceğinden emin olduğunu tüm meydanlarda ilan eden Meral Akşener, hem partisini baraj altında bıraktı hem de kendisi partisinden bile daha düşük oy alarak çok büyük hezimete uğradı. O da yetmedi, Afyon kampında partililerin yaptıkları eleştiriler karşısında Genel Başkanlık'tan istifa etti ve parti olağanüstü kongre kararı aldı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın söz konusu gelişmelerle ilgili görüşünü sordum, aldığım cevap hayli ilginçti: "İP çürüktü ve beklenen oldu, çürük İP koptu. Millet cezalandırdı, gerekli dersi almadılar. Genel Başkan olarak partinin altında oy almanız bunun göstergesidir.
Yapacakları olağanüstü kongre de; bölünme ve dağılma kongresi olacaktır. Milletten alamadığın desteği delegeden alsan ne olur? Daha önce delegeden aldığınız onayı, milletten alamadınız. İP'in bir proje partisi olduğu belliydi, sonuçları itibarıyla bunun doğruluğu görüldü. 1 atımlık barutları vardı, onu da 24 Haziran'da kullandılar. Hayırlı olsun."

HDP bildiğiniz gibi...
HER Türk asker doğar...
Bu sözün ne kadar doğru olduğunu yaşayarak görüyoruz.
Batı ülkeleri askerlik yapacak erkek bulamazlar iken, biz yığılmaları azaltmak için bedelli askerlik uygulaması çıkartıyoruz.
Peygamber ocağı dediğimiz askeriyeye evlatlarını ellerine kınalar yakarak, davul-zurnayla uğurlayan bir başka millet var mıdır Allah aşkına söyleyin?
Hal böyle iken, hiç kimse bedelli askerlikten yararlanacak olan gençlere yönelik olumsuz saldırıya geçmemelidir.
Yığılmayı normalleştirmek adına yapılan bu uygulama hem askeriye açısından normalleşmeyi sağlayacak hem devlete gelir sağlayacaktır.
Bunun dışında söylenecek her söz gayri samimidir...
Gelelim bir başka konuya;
OHAL'in kaldırılmasının ardından ihtiyaç duyulması halinde uygulanacak kanunlara.
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; terörle mücadele için çıkardığımız kanunlar için kimsenin bizi eleştirmeye hakkı yok. Hem coğrafi konumu hem de stratejik durumu itibarıyla Türkiye'nin hemen hemen tüm terör örgütlerinin ateş hattında olduğunu dünya alem görür ve bizler yaşarken, elbette milli güvenliğimizi korumak adına devlet yapması gerekenleri yapacak. Alınan hiçbir tedbir veya çıkartılan hiçbir kanun, normal yaşamını sürdüren hiçbir vatandaşın günlük yaşamını olumsuz etkileyecek mahiyette değil. Bunu iddia eden ya yalan söylüyordur ya da ön yargılıdır. Dışarıda Türkiye'yi rakip gören, tehlike gören ülkelerin bu eleştiriyi yapmasını anlarım da; Türkiye'de yaşayıp hatta milletin oylarıyla vekil seçilenlerin devleti ve hatta hükümeti gayri-meşru gösterme çabalarını anlamak mümkün değil. İşte, HDP milletvekilleri Ahmet Şık ve Barış Atay'ın hafta başında Meclis Genel Kurulu'nda söyledikleri sözler ve tavırları buna örnek. Ama şaşırdık mı? Tabii ki hayır.
Onlar, kendilerine verilen görevi yapıyorlar. O görevi de sizler çok iyi biliyorsunuz. Değil mi?

DERİN SÖZ
"YOLA çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin hem dostunu..." NECİP FAZIL KISAKÜREK