Bu sözler bir hafta sonra 4 miting yapılacağı şeklinde düzeltilmiş, birkaç gün sonra da birlikte ortak hiçbir miting yapılmayacağı açıklanmıştı.
Bu fikir değişikliği ile ilgili değişik yorumlar yapılırken en ilginci; CHP tabanını toparlayan ve hatta 24 Haziran'da seçimlerde milletvekili seçimlerinde CHP'nin alacağı oydan daha fazla oy alacağı söylenen Cumhurbaşkanı adayı İnce'ye karşı, Kılıçdaroğlu'nun bir tavrı olduğu yorumu idi.
Kaldı ki; bırakın birlikte ortak miting yapmayı, yan yana bile gelmeyen ve birlikte fotoğraf vermekten uzak duran CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun bu tavrının sebebi olarak; seçimlerde kendisinden fazla oy alması durumunda Muharrem İnce'nin CHP Genel Başkanlığı için düğmeye basmasının ve parti tabanının da buna zorlamasının söz konusu olması gösterilmişti.
Bu yorumlar son 10 gündür daha yüksek sesle yapılırken, henüz İnce'nin adaylığı açıklandığı günlerde şahsımın hem televizyon ekranlarında hem de köşe yazılarımda sözünü ettiğim bir iddiamı tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum; 26 yıldır siyaset izleyen, siyaset yazan bir gazeteci olarak benim iddiam odur ki; 24 Haziran seçimleri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkan olarak gireceği son seçim olacaktır.
CHP'nin başında bir sonraki seçimlerde Kılıçdaroğlu'nun yerine Muharrem İnce Genel Başkan olacaktır.
Bunu bir kahin olarak değil, siyaseti izleyen ve emareler üzerinden siyaset okuması yapan bir yorumcu olarak söylüyorum. Şunun şurasında ne kaldı ki?
YASLANDIĞIMIZ dağ babalarımızın Babalar Günü kutlu olsun..
Ebediyete göçen babalarımızı rahmet ve minnetle anıyorum..
PARTİSİZ KAMPANYA
BU ifade bize değil, CHP'nin eski Genel Başkan Yardımcısı ve Deniz Baykal'ın sağ kolu Yılmaz Ateş'e ait.
Tecrübeli siyasetçi Yılmaz Ateş, partisiyle ilgili eleştiri ve önerilerini zaman zaman kamuoyuyla paylaşır.
Ve, bu ifadeyi de neden söylediğine açıklık getirmesi istendiğinde aynen şöyle diyor:
"Siyaset ve CHP tarihinde bir ilk yaşanıyor. Genel Başkan miting yapmıyor, Cumhurbaşkanı adayı parti adı ve bayrağı kullanmıyor.
Kamuoyuna sunulan gerekçe: tarafsız, herkesin Cumhurbaşkanı olmak!
Dünyanın her yerinde partiler seçimlere, programları, beyannameleri ile girerler. Parti veya aday kamuoyundan saklanmaz, birlikte toplum önüne çıkarlar. Parlamenter sistemi kuran CHP, bu sistemi ortadan kaldıracak Cumhurbaşkanlığı seçimine bir anlamda parti olarak katılmıyor.
2014'te, kendi değerleriyle örtüşmeyen bir çatı aday ile girdiği seçimin yarattığı travma ortada iken, şimdi de partinin bayrağı, amblemi kullanılmıyor. CHP bayrağı, oy almaya da, hakkıyla görev yapmaya da engel olarak görülmemelidir. Bu strateji yanlış olmuştur, yanılgıya götürür, vazgeçilmelidir."
SEÇİMDEN SONRAKİ İLK İŞ...
BAYRAMI çok şükür ki huzur içinde yaşadık. Aile büyüklerimizin ellerini öpmek, sevdiklerimizle olmak için, biraz nefes almak için fırsatımız oldu.
Türkiye'nin seçimine bir hafta kala, adaylar için de küçük soluklanma sebebiydi.
Bayrama yakışır bu tempo içinde 1. gün gerçekleşen Sapanca'daki yavru köpeğe yapılan işkence hepimizin keyfini kaçırdı.
Bir canlıya hele ki minicik, kimseye zararı olmayan ve olamayacak bir canlıya yapılan bu zulmü ne kelimelerle, ne vicdan ve duygularla ne insan olmakla açıklamak, anlamak mümkün değil.
Hayvana yapılan bu işkence için, insana yapılan suç muamelesi yapmak ve en ağır cezayı vermek bundan sonra hepimizin görevi.
Zaten hükümet de bu yönde bir tasarının hazır olduğunu ancak erken seçim kararı sebebiyle seçim sonrasına kaldığını açıkladı.
İnsan, hayvan, ağaç vb. ne olursa olsun herhangi bir canlıya veya doğaya yapılan her tür zulüm için aklın yolu bir...
DERİN SÖZ
SÖZ ağızda iken sahibinin esiridir, ağızdan çıktıktan sonra sahibi sözün esiridir. HZ. ALİ
