Ama önce Türk basketbolunu yirmi yıldır tornistan ettiren, şimdilerde sessiz sedasız otomatik yenilemeyle Federasyon Başkanlığı aboneliğini uzatmaya çalışan Turgay Demirel'in kriminolojik miladına göz atalım...
Evrakla oynamayı sever; Tard edildiği ODTÜ'den,YÖK affından yararlanarak aldığı iki yıllık yüksek okul diplomasını "Üniversite mezunuyum" diye yutturmuş.
Fotoğrafa girme ustasıdır; Avrupa Kulüpler Birliği ULEB'in İstanbul'da yaptığı TÜRK HAVAYOLLARI FİNAL FOUR'u hiç alakası yokken sahiplenir.
MASRAFLARA KARIŞMAZ AMA...
Komisyonu sever; Kulüplerin oluşturduğu liglerden (masrafa hiç karışmadan) yayın hakkı, isim hakkı, sponsor gelirleri (özel kullanımda Mercedes'ler), oyuncu transferi payları vb. adlar altında komisyon keser. Kendine özerktir; davul devletin boynundadır tokmak Demirel'de.
Masrafa karışmaz gelirleri iç eder.
GSGM üzerinden devletten bütçesini alır dilediği gibi "özerk" harcar.
YILDIRIM'I TANIMAZDAN GELDİ!
Müdanası yoktur, hesap vermeyi sevmez; bütün bu hörgüçlerine rağmen afrasından tafrasından da geçilmez. Kulüpler Birliği'ni kurdurmaz.
Gelirlerine el koyabilmek için dağınık kalmalarını yeğler. Tek işi "Milli Takımlar"olmasına rağmen basketbolun tüm gelirlerini toplar.
Aziz dostunu faydalıyken sever; Komşusu Aziz Yıldırım, yıllar boyu verdiği desteğini abartarak "teşvik" etme boyutuna taşımış ,seçilsin diye otel lobilerinde delegeleri bizzat "görmüş"tür. Kadirşinas Demirel geçen yıl boyu tanımazdan gelmiştir Aziz beyi.
