Efsane lafı iyiden ayağa düştü. Herşeye efsane diyor çok fazla abartıyoruz. Adı üstünde eleştirmenim ve methiye döşenmek yakışmaz ama basketbol ve Nur Gencer birlikte yeniden konuşulmaya başladığında kimdir bu adam biraz açarak hafıza tazelemek lazım. Herkesin efsanesi kendine bizimkisi 'fatman' köfte Nur'dur. Öncelikle söyleyeyim ben bu konuda bir hayli tarafım. Nur, Kadıköy Maarif Koleji'nden sınıf ve takım arkadaşım. On kusur yıldır da adımız Federasyon Başkanı Turgay Demirel tarafından muhalafet cephesinin, ki ona göre nifak yuvası munafıklar cephesidir, "kel ve şişman"ı olarak geçer. Yirmi yıla yaklaşan "Federasyon Başkanlığı Sultası"nda yüzüne ve kamuoyu dikkatine vurduğumuz her yanlışı nefretini kontrol edilemez hale getirmiştir.
Nur Gencer 45 yıldır mükemmel yöneticilik becerisiyle basketbola dair ne varsa içinde olmuştur. Demirel'i elinden tutup oyunculuktan yeni çıkmışken Federasyon Başkanı yaptı. Ve fakat herşey Nur'dan sorulmaya başlanmasıyla birlikte Demirel'in haseti körüklendi ve şaporonunu devre dışına attı. Basketbol için en vazgeçilmez kurum olan manajerlik kurumuna "vampirler" diyecek kadar Demirel'i hezeyan içine düşüren Nur'un orda ki varlığıdır. Galatasaray, şube yeniden yapılanma ve toparlanma işini, emekliye çekildiği Bodrum'dan getirerek Nur Gencer'e vermekle en doğrusunu yaptı. Yanıbaşında ağabeylerin" ağabeyi Tuğrul Demir olunca "Dinsizin hakkından imansız gelir" dairesi olması gereken biçimini aldı..
Gemi aslanı gibi şeref tribününden sağa sola küfür edip gönül eyleyenler, hobiciler evlerini yolunu tutarken Cem Akdağ koçluğunda iş artık "özde de sözde de Galatasaray'lı" en yetkin profesyonel ellerde...