Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Erdoğan Bayraktar'ın tekrar gündeme getirdiği konut satışlarında mütekabiliyet (karşılıklılık) konusunda somut adım atılması birçok açıdan Türkiye'ye fayda sağlayacaktır. "Yabancıya konut satışının yapılmasının ekonomiye katkısı su götürmez bir gerçektir" cümlesiyle her şeyi özetlemek mümkün. Ancak mütekabiliyet uygulamasının sağlayacağı katkının sadece ekonomik canlanma, istihdam olarak görülmemesi gerektiğinin de altını kalın kalın çizmek gerekir.
Alt gelir grubuna yönelik kaynak sağlaması açısından da alternatif kaynak olarak değerlendirilebilir. TOKİ ve Emlak GYO'nun mevcut ve uygun arsa kaynaklarında gerçekleştirilecek lüks sınıf konutların, yurtdışı yatırımcılara satılmasıyla elde edilecek gelir, yine alt gelir grubunun ihtiyacı olan ekonomik konutların yapımına aktarılabilir.
Böylece hem milli gelir, hem işgücünün desteklenmesi açısından faydalı olacak hem de Türkiye'nin dışa açılımı ve tanıtılması için de önemli bir kapı açılacaktır. Bilindiği gibi Türkiye'yi dünyaya anlatmak için devlet bazında yapılan tanıtımlar büyük bir maliyet oluştururken, bazen kendimizi anlatmakta yeterli olmayabiliriz. Buna karşın ülkemizden konut alan her yabancı, bizim gönüllü birer tanıtım temsilcimiz olacaktır.
Bu konutların yapılması ve satılması mevcut konut fiyatlarını fazla etkilemeyecektir. Yukarıda dediğim gibi, bu tür konutlar daha butik ve konsept olacağından dolayı, yurtiçi müşterilere sunulan konutlara rakip olmayacaktır.
Yabancılar Türkiye'yi bir tatil beldesi olarak gördükleri için bugüne kadar Ege ve Akdeniz kıyılarını tercih ettiler. Ancak İstanbul'un bir finans merkezi olarak ön plana çıkması, Anadolu'da birçok bölgemizin kültür turizmi olarak dikkat çekmesi, yabancıların seçimlerinde daha geniş bir alana yönelmelerine neden olacaktır. Diğer taraftan yabancıların sadece oturum için konut almak isteyeceklerini de düşünmüyorum. Yatırım amacıyla konut veya konutlar almak isteyen yabancıların da olacağını unutmamak gerekir.
Başta Ortadoğu'daki petrol zenginlerinin global finans piyasasındaki ağırlığı düşünüldüğünde, Anadolu yakasında yer alan Ataşehir'in cazibesinin bir kat daha artacağını düşünebiliriz. Sayın Başbakanımızın Avrupa ve Anadolu'da iki ayrı merkez kurulmasına yönelik açıklamaları, yabancıların da bu bölgelere olan ilgisini artıracaktır.
Mütekabiliyet için söylemek istediğim bir diğer önemli nokta ise uygulamasına yönelik olacak. Yabancılara satış için ve piyasanın canlanması için İspanya örneğinin iyi incelenmesi gerekir. Yani bir yabancı İspanya'dan bir mülk alırken yaşadığı kolaylıkların ve karşılaştığı muamelelerin benzeri bir uygulamanın olması gerekir.
Bürokratik işlemlerin hızlandırılacağı bir sistem getirilmeli.