Lanet olası iyiler!
Ee, yani? Sevgi kazanacak arkadaşım, bunu yaz aklının bir köşesine.
Aşırı tempolu filmlere yetişemeyen ya da filmin en kritik anında WhatsApp'ını kontrol eden insan serzenişi bu da.
Makul bir istek. Ama gişe rekoru kırmak amacıyla çekilmiş bir blockbuster için değil.
Benim bir teorim var: Amerika'da, Amerikan sermayesiyle, Amerikalılar tarafından çekildiği için olabilir sanki? Tam emin değilim ama...
Hatta bunun bir adı var: Overacting
Çünkü bilirsiniz, o kitabın okunduğunun bir şekilde söylenmesi gerekiyor.
Posterde kafası en az diğerleri kadar büyük gözükmesine rağmen ancak sonlara doğru 10-12 dakika görünüp kaybolan Brad Pitt hüznü diye bir şey vardır arkadaşlar.
Söyleyeyim, Brad bunu bilerek yapıyor.
Yapımcısı olduğu filmlere şöyle bir girip çıkarak bu gibi kerizleri anında avlamayı başarıyor. Ha-ha.
Çünkü iyiler çok sıkıcı ve değişimi hiç sevmiyorlar.
Haklı bir serzeniş. Adamlar İkinci Dünya Harbi'nin çekilmedik hikayesini komadılar.
Bizde olsa ohoo...
Bu da pembe dizi bağımlısı anne ve teyzelerimizden bizlere geçmiş ırsi bir özellik gibi. Tek özelliği, hiçbir özelliği olmaması.
Bir sinema biletinin yarım kilo pirzola fiyatına denk düştüğü şu zamanlarda bu da en yaygın ve sayılı serzenişlerden tabii.
Gerekli itirazları yaptıktan sonra atom parçalamaya devam etti. onedio.com
İSHAL
Şiddetli ishal olan Temel, hastaneye kaldırılmış.
Doktor, kısa bir muayeneden sonra, hastabakıcıya talimatını vermiş:
- Hastamız şiddetli ishal, kendisini hemen tekerlekli sandalyeye oturtun ve ilgili servise götürün.
Hastabakıcı Temel'i tekerlekli sandalyeye koymuş ama yanlışlıkla koridorun sonundaki psikiyatri servisine bırakmış.
Aradan birkaç gün geçmiş. Temel'e ilk teşhisi koyan doktor, Temel'i psikiyatri servisinde görünce şaşkınlıkla sormuş:
- Yahu sen ishaldin, ne arıyorsun psikiyatri servisinde?
Temel kafasını sallamış:
- Ne pileyum, sizin hastabakıcı puraya ceturdi...
- Peki ishal durumun nasıl?
- Aynen eskisi gibi ama...
- Aması ne?
- Artuk kafama takmayrum...
AlkışlıYorum
"Ben mi o mu?" diye sordu; "O" dedim. "Ne yani bir köpek kadar değerim yok mu?" dedi. "İki senedir benimle ve ölene kadar benim yanımda olacak. 'Gel' dediğimde geliyor 'git' dediğimde gidiyor, hiçbir karşılık beklemeden beni seviyor, su, yemek ve sevgiden başka bir şey istemiyor üstelik ben izin vermeden çiftleşmiyor da. Sen bunları yapıyor musun?" dedim. Sustu. Mesaj alınmıştır sanırım.