2013 yılında merhum psikiyatrist Hamdi Kalyoncu ile Bakırköy Akıl Hastanesi'nin bahçesinde "Düşünen Adam" heykelinin yanındaki bir bankta röportaj yapmıştım. "Lidere Tapınma Psikolojisi" adlı önemli bir kitabı vardı. Konu FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e geldi. Şunları söylemişti: "Fetullah'ta 'aktif hezeyan', müridlerinde ise 'pasif hezeyan' var. Bu tür yapılardan ayrılmak neredeyse imkansızdır. Örgütten kurtulmanın ve hiyerarşik yapının dışına çıkmanın tek yolu liderin ölmesidir."
Bu röportajın üzerinden tam 12 sene geçti.
11 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ'nün TSK imamları Adil Öksüz ve Kemal Batmaz'a 15 Temmuz ihanetinin emrini veren Fetullah Gülen artık bu dünyada yok. Peki FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'den sonra örgütte neler değişti?
FETÖ 5'E BÖLÜNDÜ
Bugün Sabah'ta yayınlanan İrfan Sapmaz'ın Batı medyasına dayandırdığı analizine göre ABD'de geçmişte kapatılan FETÖ dosyaları yeniden açılacak. Aynı zamanda örgüte ait paravan okullar, şirketler, STK'lardaki vergi kaçakçılığı ve kara para aklama iddiaları yakında yeniden gündeme gelecek. Ayrıca FETÖ-CIA arasındaki sessiz ortaklığın da her an için bozulabileceği söyleniyor.
FETÖ elebaşının ölümünden sonra örgütün dört ayrı gruba bölündüğünü söyleyebiliriz.
1-ABD'de yaşayan örgüt üyelerini ve finansı kontrol eden "Bekir Baz Grubu".
2-Mustafa Özcan kontrolündeki Avrupa merkezli lobi, iş dünyası ve medya yapılanması.
3-Türkiye'de cezaevinde bulunan, tahliye olan, firari yaşayan ve mahrem yapılanmayı yöneten ideolojik çekirdek kadro.
4-15 Temmuz'dan sonra yeni bir hayat kurmaya çalışan, yapılan tartışmaları dışarıdan izleyen, itiraz edecek cesareti kendisinde bulamayan "suskunlar" adını verebileceğimiz en büyük kitle.
5-Hiçbir merkeze bağlı olmayan, duygusal olarak örgüttün kopmuş, örgütü eleştirmeye başlayan ve bağımsız bir hayat kurarak dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış genç kitle.
Benim en çok beşinci maddede yeralan kitle dikkatimi çekiyor. Örgüt hiyerarşisi içerisinden kopan bu eski FETÖ üyeleri Youtube kanalları açarak yorumculuğa başladı. Peki kim bu insanlar?
Hayatı boyunca kendisini "kainat imamı" olarak gören Fetullah'ın hezeyanları, bu insanlar üzerinde yıllarca karşılık bulmuştu. 15 Temmuz ihaneti başta olmaz üzere verdiği her yanlış kararda kendisine inananları hayal kırıklığına uğrattı. Ölümüne kadar susan bu insanlar şimdi konuşmaya başladı.
FETÖ ELEBAŞININ ÖLÜMÜ ÇÖZÜLMEYİ HIZLANDIRDI
Fetullah'ın ölümü "kainat imamı" hezeyanlarını da pratikte sona erdirdi. FETÖ liderinin ağır hastalık geçirmesi, Pensilvanya'daki kamptan kaçırılarak örgütten izole edilmesi ve ölümü, bazı örgüt üyeleri üzerinde yıkım etkisi yaptı. Çünkü yıllarca kendilerine dinletilen "altın nesil" kasetlerinde verilen vaatlerin hiçbirisi gerçekleşmemişti. Özgürlük nedir bilmeyen, katalogtan evlenen, yıllarca örgütün istediği işte çalışan ve sonuçta dünyayı ele geçireceklerini zanneden bu insanlar şimdi kendisini "kandırılmış" gibi hissediyordu.
Dahası, "altın nesil" denilen kitle, korkunç kumpaslar kuran, insanların seks kasetlerini çeken, devlette vahşice kadrolaşan, soru çalan, örgütün başarısı için her türlü suçu işlemekten çekinmeyen, darbe yapan, halkına bomba yağdıran teneke bir nesile dönüşmüştü.
Bu ölüm, sadece bir lider kaybı değil, insanlara cennet vadeden sahte bir sömürü düzeninin de çöküşüydü. Birçok sapkın tarikat gibi FETÖ hareketinin de dünyayı ele geçireceğine inanan ve Fetullah'ın ruhani liderliğinin kıyamate kadar süreceğini düşünen örgüt üyeleri şimdi çok ciddi bir sarsıntı geçiriyor.
FETÖ'den ayrıldığını iddia eden bu insanların Youtube'da yayınlanan tartışmalarını zaman zaman izliyorum. İslam dinini Fetullah Gülen'den ibaret sanan FETÖ'cüler arasında deizmin hızla arttığını söylüyorlar. Örgüt üyelerinin bir kısmı ise agnostizme kaydıklarını ve ibadetlerini terkettiklerini itiraf ediyorlar.
Şimdi Yotube üzerinden Fetullah'ın ve mollalarının ruhani iddialarını sorguluyorlar. Gençlerin nasıl harcandığını, abilerin kibrini, cinsel istismar iddialarını, örgüt için yolsuzlukları, güç ve servet peşinde koşan bazı klikleri tek tek anlatıyorlar.
En önemlisi 15 Temmuz darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını kendi şahitlikleri ve yaptıkları görüşmelere dayandırarak itiraf ediyorlar. Tüm bu gelişmelerin FETÖ tabanındaki en büyük kitle olan "suskunlar" üzerinde çok etkili olduğunu düşünüyorum.
ÖRGÜT ÇÖZÜLMEYİ DURDURABİLİR Mİ?
FETÖ içerisindeki bu başkaldırı her ne kadar bireysel görünse de örgütün kontrol mekanizmasını büyük ölçüde zayıflatıyor. Bu tür kapalı topluluklarda lider figürünün ortadan kalkması zaman içerisinde çözülmeye yol açar ve "kandırıldım mı" algısını güçlendirir.
Peki Fetullah'ın mollaları ve FETÖ medyasının eski zombileri bu çözülme karşısında ne yapıyor? Her örgütte olduğu gibi örgüt hiyerarşisinin dışına çıkarak bağımsızlığını ilan edenlere karşı öncelikle iftira mekanizmasını çalıştırıyorlar. MİT ajanı, münafık ve hain gibi yaftalar yapıştırarak itibarsızlaştırmaya, FETÖ tabanındaki etkilerini kırmaya çabalıyorlar. Ancak Fetullah'ın ölümünden sonra oluşan otorite boşluğu nedeniyle bu çabalar eskisi kadar etkili olamıyor. Geçmişte kullanılan psikolojik kontrol yöntemleri de bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu internet çağında işe yaramıyor.
Peki FETÖ'nün sonu ne olacak? Yakın gelecekte sayıları milyonları bu kirli örgüt devasa bir enkaza dönüşecek. Küçük küçük gruplara bölünecek ve diğer sapkın yapılar gibi tarihin karanlık sayfalarında yerini alacak.