Ermenistan maçında 3'lü savunmadan ağzı yanan Kuntz, ders almış olacak ki 4'lü savunmaya geri döndü. Ancak, ilk maçın verimsiz isimlerinden Cengiz ve Enes yine 11'deydi.
Bursa'da harika taraftar desteğiyle maça çok iyi başlasak da Cengiz ve Kerem'le girdiğimiz net fırsatlarda Livakovic'i aşamadık. Kerem'le bulduğumuz bir gol de ofsayta takılırken bu dakikadan sonra uyuyan devi de uyandırmış olduk. Kalemizde yarattığı ilk tehlikede golü bulan Hırvatlar, konsantrasyonumuzun düştüğü ilk yarının son anlarında ise farkı 2'ye çıkardı.
Sahada kaldığı sürede oyunun etkisiz isimlerinden olan Hakan Çalhanoğlu sakatlanıp kenara gelirken oyuna İsmail Yüksek girdi. Kuntz'un bu değişikliğine anlam veremedim. Çünkü Hakan'la İsmail'in saha içi rolü bir değil. Dizilimsel bir değişikliğe gidilmediği sürece Hakan'ın yerine oyuna giren Arda Güler olmalıydı. Kuntz, gol silahları Cenk ve Umut'u da 80. dakikaya kadar kenarda tutunca mağlubiyet kaçınılmaz oldu.
Maçın iyi isimlerinden Salih Özcan'a da ayrı bir parantez açmak lazım. Gösterdiği performansla milli takımın değişmezi olacağını kanıtladı. Hem savunma katkısı hem oyun kuruşu üst düzeydeydi. Umarım haziran ayındaki Letonya ve Galler maçlarında orta sahada Orkun-Salih-Arda üçlüsünü beraber izleyebiliriz.
