Fenerbahçe Müzesi'ne gittiniz mi bilmiyorum... Ama Saraçoğlu Stadı'nda o müzeden içeri adımınızı atar atmaz ne kadar büyük bir camiaya geldiğinizi anlarsınız.
O müzede, büyük zorluklarla, çok büyük emeklerle, sporcuların döktüğü alın terleriyle kazanılmış birbirinden değerli onlarca kupa vardır. Ama, dün akşam Sarı-Lacivertli oyuncuların bu yıl yaşadıkları büyük sıkıntılara rağmen elde ettikleri Türkiye Kupası tüm bu kupalardan daha değerlidir. Müzede özel bir yere konulup başta Aykut Kocaman olmak üzere bütün futbolcuların adlarının yazılı olduğu bir plaketle sonsuza dek orada kalmalı.
DEPLASMAN KABUSU!
Birkaç cümleyle sahanın içini özetleyecek olursak... F.Bahçe, baştan sona üstün oynadığı maçta Bursaspor'u tam anlamıyla sürklase etti ve çok haklı bir şekilde kupayı kazandı.
Önceden beri şüpheleniyordum.
Ama, şimdi emin oldum ki bu Alex'in kesin ensesinde gözü var.
İyileşmiş olarak yeniden takıma dönen Brezilyalı, dün gece gözlerimizin pasını bir kez daha sildi. Semih Şentürk, bu ülkenin sırtı dönük olarak oynayabilen en iyi santrforu olduğunu bir kere daha gösterdi.
Ama, Semih'in bu takıma 30 maçlık borcu var. Eğer, sezon başında da bu kadar istekli olsaydı Fenerbahçe ligi puan olarak bu kadar geride bitirmezdi. Baroni de tartışmasız sezonun en başarılı F.Bahçeli oyuncusu... Alex'le Semih arasındaki bağlantıyı 3. kişi olarak katıldı ve maçta bir futbolsever olarak bizleri zevkten dört köşe etti.
DEPLASMAN KABUSU!
F.Bahçe, yıllar geçse de unutulmayacak bu sezonu Türkiye Kupası'yla taçlandırarak kapattı ve her türlü övgüyü hak etti.