"Vatikanlı Kayıp Kız!" Müzik dersinden çıktıktan sonra kaçırılan 15 yaşındaki Emanuela Orlandi'nin sır perdesindeki güçleri işaret eden bir dizi.
Genç kızın kaçırılmasında başrol oynayan tacizci Kardinal'e karşılık, kızın 37 yıldır kayıp olması, Vatikan mezarlığına gömülen mafya lideri ve Mehmet Ali Ağca'nın da adının geçtiği ama her şeyin altından Vatikan'ın çıktığı bir dizi film.
Vatikan'dan sızan haberler ve kaçırdıkları Emanuela Orlandi'nin cenazesinin Londra'dan Vatikan'a getirilmesine kadar harcanan milyonların mühürlü belgesi.
Küçük bir kıza karşı koca Vatikan.
O yere göğe sığdırılamayan Papa Franciscus da işin içinde.
Her şeyi bildiği halde kızlarının durumu merak edip ziyaretine gelen aileye "kızınız cennete gitti" diyerek cinayeti örtbas eden sözde din adamı.
Özde kendinden olanı koruyan suç ortağı.
***
Ama o kayıp kızın yakınları ve arkasındaki gazeteciler Vatikan'ın bütün pisliğini gözler önüne serdi.Mafyayla bağlantılı kara para ticareti yapanlara, çocuk tacizlerinin bile üzerinin örtüldüğü bir düzende toplanan bağışları teröre hizmet için kullananlara sessiz kalanlar o kadar çok ki!
Genç kızın gömüldüğü mezarın açılmasıyla mezarın boş çıkması arasında alçaklığın her türlü hali de caba. Ama konu din adamı olunca akan sular duruyor!
***
Kızın abisinin filmin sonunda Vatikan'a seslenişi var. "Öldüyse söyleyin mezarını bilelim o mezara çiçek koyalım." Ne katillere yataklık eden Papa'dan ne de Vatikan'daki vicdanlı birinden tık yok.Her dinin kendine göre katilleri var ama Vatikan'da olanların ve bağnaz Katoliklerin yaptıklarının hiçbir kitapta yeri yok.
***
Genç kızın ölümüne sebep olan tacizci Kardinali işaret eden genç bir kadının ifade verdikten sonra korkularını dile getirdiği bir söz var.
"Evet korkuyorum. Çünkü bu dünyada yaşamaması gereken insanlar var." Tacizlerini cinayetlerini kendilerine saklayan Vatikan yargıcının kararına göre kızın Vatikan'da gömülü olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığı için dosya kapandı.
Dinin arkasına saklanan kötü insanları öne çıkarmadıkça bu dünya asla güzel olmayacak!
Bakmayın onların apoletlerine ve görkemli cenazelerine, toprağın altında bütün kansızların cesetleri tanınmaz olacak!
Benden aldıklarını
Hesabıma yazdın da
Bir kere hatırımı
Sormadın hayat
Ucundan kenarından
Tutunamadım sana
Bende bir çay içimi
Durmadın hayat
Yanlışlara sattın
Doğrularımı
Bir gün sen de bensiz
Kalırsın hayat
Ben seni ölümle
Aldatıyorum
En fazla canımı
Alırsın hayat
Hakkı YALÇIN
MUTLULUK TAKVİMİ
Huyu değişen insanların yürekleri bile artık kör kuyu.
10 YIL SONRA!
Bundan 10 yıl önce bir okuyucum göndermişti, yine önüme çıktı.
"Ben yediğim bütün meyvelerin çekirdeklerini biriktirir kuruturum.
Sonra yetişebileceği koşullarda onları toprağa gömerim.
Amacım ne ektiysem onu biçmek değil, o çekirdek kocaman bir ağaç olsun gölgesinde rahatlayayım da değil. Bana verdiği muazzam hazzı onu köklendirerek, özüne döndürerek yaşama devamını başka formda sağlayıp ona teşekkür etmek." O zamanlar okuyucum olan Elçin Sezgin'e 10 yıl sonra yine teşekkür ettim.