Yağmur!

ÖNCEKİ gün İstanbul'da bütün gün durmayan yağmurun içindeydim.
İşlerimi öyle bir güne ayarlamışım ki trafikte insanları gözlemlemekle saatleri harcadım.

***

Düşündüm de yağmur bazılarına ninni gibi gelir, bazılarına gökyüzünden yere çakılan çivi, garibanlara da jilet gibi.
Yağmurun elinden tutmak için çocuk olmak, denizatlarıyla arkadaş olmak gerekir.
Denizatlarının sadece çocuklar için küheylan olma özelliği vardır.
O yüzden yağmura içeriden bakan çocuklar o yağmuru koynuna sokar!
Damları akan bir gecekonduda yaşamıyorsa ya da duraklarda annesiyle birlikte iliklerine kadar ıslanıp yağmurun gazabına uğramadıysa eğer.

***

Yağmur; bir geminin güvertesine benzetir şehirleri.
Kimileri denizlere açıldığını hayal eder, kimileri evine gidemediği için isyan eder.
Yağmur trafikteki zorbaların içindeki kötülüğü dışarı çıkarır.
Fırsatçılık yağmurla dansa kalkar, taksi şoförü yolcu seçer, özel sürücüler "benden sonra tufan" der.
Aradıklarınıza ulaşamazsınız.

***

Sileceklerin bile yağmuru silmeye yetişmediği lüks ciplerde hayat başkadır.
Yağmurlu yolda zikzak yapar heybetli araçlarıyla caka satarlar.
Bütün kestirme yolları onlar bilir, bütün çıkış yollarını onlar tıkar.
Rezervasyon yaptırmışlardır emniyet şeritlerine, onlar yağmura bile posta koyar; "sen benim kim olduğumu biliyor musun?" Yağmurun da sesi çıkmaz, hele eşitliğin olmadığı bir ülkede.

***

Yolların üzeri suyla kaplıdır da kendinize sorarsınız, "bu yağmurun yolun kenarından akması gerekmez mi?" O yollar her yıl yenilenir de en cahil insanın bile akıl ettiğini hayata geçirmeye gerek duyulmaz.
Her yağmur müteahhitlerin boyasını akıtırken müteahhitlere akıtılan paralar suyunu çekmez.
Denizde kum bizde para!

***

Ağzında bakla ıslanmayan sosyete kadınları en çok yağmurlu havaları sever.
Kimileri yağmurun falına bakar, kimileri iki kaşının arasında hamakta kış uykusuna yatar.
Onların kendilerinden bahsettirmek için sudan sebepleri bile mevcuttur.
Kasalarına yağmur gibi para akar.
Kocaları ya tüccardır ya vampir!

***

Gökyüzünden boşalan yağmurla barajların dolması arasında bir teselli bulunur ama bu ülkede zam yağmurları da vardır.
Fırsatçıların yağmurunda insanların şemsiyeleri bile açılmaz olur.
İnsanların anası ağlarken, zalimler küpünü doldurur, fırsatçılar insanın gözünün yaşına bakmaz.
Hayatın her yanında garibanın canı çıkar da her yağmurdan sonra gökkuşağı bile çıkmaz.

Mutluluk Takvimi
İstediğini değil gerekeni al.
Fiyatları sorgula.
Avcılara karşı sesini yükselt.
Telefonu yek yere meşgul etme.
Reklamlara özenme.

Canımın yarısıydın
Alnımın yazısıydın
Gidişine ağlamıştım
Dönüşüne sevinmedim

Aşk zamanla değişiyor
Ateş söndü kül üşüyor
Bir zamanlar göğsümde
Saplayıp unuttuğu
Hançeri o taşıyor

Biz bu yalan dünyanın
Yanan kulları
Bir of çeksek dağlar
Yerinde durur
Öyle sevdik diye
Hor görmesinler
Aşkın cennetinde
Yanmaktır gurur
Hakkı YALÇIN

İncittiğimiz bir zamanın içinden kaba saba adımlarla geçiyoruz.

Hıyar!
Salatalık yani diğer adıyla "hıyarın" kilosu 30 lirayı geçti.
Hormonlu hıyarların bu denli para ettiği bir düzende bütün mesele arz ve talep.
Kusura bakmayın bazı yiyeceklerden vazgeçmek zorundayız.
Varsın hıyar da soframızdan eksik olsun, hormonu da çocuklardan uzak dursun.
Hıyarı da mevsimi gelince yeriz, yine aynı fiyatlarla gelirse göndermesini de biliriz.
Karşı koymayı öğrenelim!