Hatayspor karşısındaki Fenerbahçe'yi izledikten sonra bu sezon da transferde kendini israf ettiği şüphesi uyandıran bir Fenerbahçe'yi inkar edemeyiz.
"Var gibiyim aslında yokum" diyen futbolcuların bol olduğu bir takımda çürükler kendini itiraf etti çünkü.
Ne yani, yanlışların tezgahının boş bırakılmadığı bir anlayış biçiminde 9 kişi kalan rakibini yenemeyen Fenerbahçe'ye "eline sağlık Fenerbahçe iyi gidiyorsun" mu diyeceğiz?
Maç boyu yanlışlarını seyreden ve Erol Bulut'a "devam et koçum kim tutar seni" diye alkış mı tutacağız?
Eleştiriler için "daha sezon başı henüz erken" diyecekler de futbolcularda ruhsuzluğunun erken çiçek açmasına ne diyeceğiz?
***
Bu futbolcular ya geldikleri takımın büyüklüğünü bilmiyorlar ya da kapasiteleri bu kadar.
Orta alanda birbirinin kopyası adamların sahadaki varlıkları bile handikap.
Sahte virtüöz Gustavo'ya iyi baksınlar, Sinan Gümüş'ü transfer edenler kendileriyle gurur duysunlar.
Takımın gol atacak hali yoksa bunca transfer niye yapıldı?
Neymiş iki santrfor birden alınacakmış.
Herhalde ikisinden birinin ıskarta çıkma ihtimali büyük olduğu için.
Kapıya sıkışan yumurtanın sarısı mı değerli yarısı mı?
Bekleyip göreceğiz.
***
Fenerbahçe daha ligin ikinci haftasında "tadilat" isteyen bir takım görüntüsü yaratırken asıl fırtınanın önümüzdeki hafta kopacağını şimdiden anons ediyorum.Bu takım uzun bir süre "toparlanmak" masalıyla yolculuk edeceğe benziyor çünkü.
