Tarihi 21 Haziran 2017

Gündem!

Sevdaların gecelik değil, ömürlük olduğu yıllar.
Taşların altına konurdu mektuplar.
Eller de utangaç, diller de.
İnsanlar namuslu meselelere meraklıydı, dedikoduya değil.
Kasap dükkanlarının boncuklu iplerden kapıları vardı, etler ithal değildi.
Hayvancılık ülkesinde çocuğuna verdiği harçlıkla bile kıyma alabilirdi anneler.
İftar sofralarında caka satmazdı zenginler, evlerinde açardı orucunu. Hissettirmeden ve incitmeden iyilik yaparlardı.

***
Akşamları kapı önünde ıslık çalardı mahallenin delikanlıları.
O ıslıklar dertleşmenin parolasıydı, çok şeyleri bölüşmeye davetin.
O arkadaşlar ki, mahallenin ortasında Bonzai satılacak da, hep birlikte sofra kuracaklar ha!
O arkadaşlar ki, mahallerde genç kızları satacaklar da, çakallara dünyayı dar etmeyecekler ha!
O arkadaşlar ki, kendilerini bile yaktılar ülkeleri aydınlık olsun diye.
Ne para, ne lüks otomobil, ne rezidans uğruna!

***
Sonra "Angara havasıyla" göbek atan delikanlı modası başladı.
Eli silah tutan ucuz kabadayıların soysuz dizileri sardı televizyonları.
Kendi çocuklarını doğurdu zaman.
Varoş mahallelerde Bonzai kahramanları (!!!) Bol ağaçlı ahşap mahallelerde bulduğumuz değerler ve huzur kayboldu.
"Arkadaşımın aşkısın" deyip kalbe gömülen sevdaların yerini, arkadaşının karısına kızına göz dikenler aldı.
Ne yapılanlardan esef duyulur oldu.
Ne arkadaş ıslıkları.

***
Televizyonlarda hiç Sadri Alışık modeli bir dizi kahramanı gördünüz mü?
Göremezsiniz, çünkü ederi yoktur.
Ahlaksızlık mikrobunu yaymanın gideri büyük olduğu içindir ki, uyuşturulan bir toplumun tüketilmesi bir gelir kaynağıdır.
Üretimin hiçbir şekilde değer bulmadığı bir düzende, gençlik de sistem için bir tüketim malzemesidir.
Ülkemizde uyuşturucu kullanan insan sayısının, neredeyse Avrupalı bir devletin sayısına eşit olduğu ortadayken, çocuklarımızı bu çemberin içinde bulamayacağımızın garantisi yoktur.

***
1.5 milyon kişinin uyuşturucu kullandığı ve hala toplumda gündem oluşturmayan bir konuda arkadaş ıslıklarını hatırlatmanın da bir yararı yoktur biliyorum.
Olsun! Bir kişi bile kaldıysa o günlerden. O bir kişi bir mahalleyi cennete çevirir biliyorum.
Yeter ki ıslığını yüreğinde hissetsin!
Bakın bakalım o mahallede bir tane Bonzai kullanan görebiliyor musunuz?

Vatan borcu
Aynı kışlada dördüncü kez yemekten zehirlenen askerler ve nihayet gerçeğin farkına varanlar.
Hepimiz biliyoruz ki, askerlikte askerlerin erişemeyeceği yerdedir güzellikler.
Elde kalana "vatan borcu" denir.
Bazen canla ödenir bu borç.
Bazen zehirlenerek.
Bazen de terhis olarak.

Mutluluk Takvimi
Birkaç dakika kendini dinle.
Çöpü sana söylenmeden boşalt.
Suyu boşa harcama.

Bir tutam aşkı
Kalmıştı da
İsteseydi verirdim
İstemedi
Kapıyı açarken
Gözlerinin içini yaktım
Onu bir yol kenarında

Bıraktım
Nasılsa yanında her zaman
Bir kişilik boş yer vardı
Onu ben dolduramazdım
Çünkü o beni
Roma gibi sevdi
Ben onu ülkem gibi

Hakkı YALÇIN