Sigara satmak, içenleri uyarmaktan daha görkemli bir suçtur.
Ama özne para olduğunda.
Hayatın hiçbir anında.
İnsan canı paranın önüne geçemez!
Dünya "paralanmış" ve rayından çıkarılmış bir trendir.
Güzellikleri götürüp, belaları getiren!
Ama para hırsı gözleri kör ettiği için.
Sadece ölüler bile görebilir.
Nereye gittiğimizi!
Tiyatro salonları boş olan bir ülkenin.
Televizyon dizilerinin karşısında doluşan insanları çoktur.
O yüzden reklamlarda soru işaretli ünlü isimlerin tercih edilmesinin sakıncası da yoktur.
Paranın nerden geleceğini bilenlerin üstün başarısı olarak.
İnsanların koşullarını değiştiren gerçek; yetenek ve emek değildir.
Sistemin şartlarına uygun vasıflara sahip olmak yeterlidir.
O yüzden eskiden her şey olan şimdi hiçbir şeydir!
Buna kabuğuna alışmış yara denir.
Soyuldukça getirisi ve keyfi çoğalır.
Bazı insanlara haksızlık yapıldığını görürüm.
Adına şarkıcı ya da oyuncu denen ünlülerin milyon dolarlar kazandığı ülkede.
Yazar ve şair Küçük İskender'in kendine bile bakamayacak halde olması.
Bir sanat sorunu olduğu sanılmasın.
Tercihini yetenekli, cesur, donanımlı ve yürekli bir insandan yana kullanmayan.
Paranın sorunudur.
Fahişeyle müşterinin arasını bulana ne dendiğini biliriz de.
Parayla ihanetin arasını bulanlara gösterilen saygıya gözlerimiz yaşarır.
Ama onlar için de bir "final göndermemiz" mevcuttur.
Para desenli zarflar içinde!
Bir davette televizyon dizilerinde şöhret olmuş kadının yanına, adamın biri yanaştı.
Kısa bir sohbetten sonra, "Pardon" dedi. "Bir gece benimle birlikte olmanız için size 1 milyon dolar versem kabul eder misiniz?"
Ağzı kulaklarına varan kadın, "Neden olmasın" diye cevap verdi.
Adam gülümsedi. "Peki ya 100 dolar versem?"
Kadının birden yüzü değişti. "Siz beni ne sanıyorsunuz?"
Adam yakaladığı ucuz fareyi kuyruğundan tuttu. "Sizin ne mal olduğunuzu öğrendik hanımefendi. Şimdi sıra pazarlığa kaldı!"
Kimin sözüydü hatırlamıyorum. "Hayat ölümle tedavi edilir!"
Parayla değil!
Sebze hali!
Meclis Başkanı Cemil Çiçek, veda etmeye hazırlandığı Meclis'i tarif ediyor. "Meclis sebze haline döndü."
Meclis'teki ilişkilerin toplumsal barışa yaptığı olumsuz etkiyi işaret ederken, "8 Haziran sabahı herkes özeleştiri yapmalı" diyor.
Yanlışlarını gururla sergileyen beylerin özeleştiri yapabilmesi mümkün değildir.
Yapsalardı bugüne kadar yaparlardı!
Mutluluk Takvimi
Dillere destandı
Kalbinde aşkı
Bütün ümitleri
Bir anda bitti
Bir düğün gecesi
Yaşlı gözlerle
Mahzun mahzun baktı
Boynunu büktü
Bir şey söylemedi
Dönüp bizlere
Gözyaşı doldurdu
Yorgun gözlere
Ardına bakmadan
Boş denizlere
Bir düğün gecesi
Sürgüne gitti
Hakkı YALÇIN