Bir kez olsun adaletsizliğin karşısında duramayan İsmail Kartal, Erciyes maçından sonra bile; "Hakem verdiyse doğrudur!" diyorsa.
Biz de İsmail Kartal'a "hakem bastonuyla ayakta duran adam!"diyoruz.
Tribünlerin neden boş kaldığını sorgulamayı da bırakıyoruz artık. "Futbol zevki elinden alındığı yetmezmiş gibi, böyle bir teknik adam duruşunun" seyir zevkine katacağı hiçbir şey kalmadı çünkü!
***
Hakemlere güvensizliğimiz tüm hızıyla sürerken, kanıtlarımızı da hakemlerin önüne sürüyoruz.
Galatasaray-Mersin maçına baktım. Galatasaray'ın ikinci yarıda verilmeyen iki net penaltısı var.
Hakemlerin gözbebeği Selçuk İnan'ın, Fırat Aydınus'un önünde Murat Ceylan'ın ayağına kasti basması var ki, bırakın kartı faul bile verilmedi.
Servet Çetin'in sövgülerini melül melül izlemek de caba.
Ama Fırat Aydınus'a içi boş yıldız verilmesi gerekirken yorumcular yüksek puan verdi.
Bu demektir ki bazı hakemlerin lobisi var.
Bazı yorumcuların adaleti yok!
***
Bursa-Trabzon maçında Bülent Yıldırım'a baktım.
Cinayetler senfonisi!
Sonucu hataların belirlediği klasik Bülent Yıldırım yönetimi.
Bursalı Volkan Şen'in kendisine "s...tir" çekmesine bile çıtını çıkaramayan yan hakemler de hakemliğin takım oyununa nasıl yakıştıklarını gösteriyorlarsa...
Herhalde bunlar bizle kafa buluyorlar... Adaletin tersine temsilcileri olarak!
***
Madem onlar futbolun kaderini yazıyor.
Adaletsiz hakemlerle, böyle hakemleri alkışlayan teknik adamların, 90 dakikalık filmin sonundaki muhteşem finaline repliği de biz yazıyoruz. "Siz ikiniz kardeşsiniz!"
***
Maçlarda gördüklerimiz futbol değil. Sportmenlik de değil.
Sadece haksızlığın pornografisi.
***
Televizyonlar adaletsiz hakemliğin yan kuruluşuysa.
Bu sezon ortaya çıkarılan "hakem modelleri" ekranların gelecekteki 20 yılını kurtarmaya yeter!
Başka sözüm yok.