Tarihi 11 Eylül 2014

Ölü mücadele

Türkiye iş kazalarında Avrupa birincisi.
Önceki gün 5 işçi daha öldü.
O sırada Galatasaray'ın Kulüp Başkanı Ünal Aysal, "seni yedirmem Melo" diyordu.
Çünkü ülkenin önemli sorunlarından biri Melo'yu yedirmemek!
Çirkefliği kimseye yedirmeyen başkan için, Galatasaray Tesisleri'nin kapısının önünde can veren spor muhabiri emekçiyi yedirmek nasıl bir şeydi acaba?
Melo için duyduğu hisleri, o emekçi için duydu mu sanıyorsunuz?
Mecidiyeköy'de 10 işçi öldü de asansörden başka suçlu bulundu mu?
Sakıncası yok! Ölümlere devam!
Görünen o ki, ölümü ayakta tutan işçiler!
***

Olması gereken yeri seçiyor ölümler.
Beykoz'da çay içen kadınların üzerine ağaç devriliyor, iki kadın ölüyor. "İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?" diye soruyorlar. Evet ucuz!
Bir bardak çay kadar bile değeri yok.
Nasılsa kimsenin verecek bir hesabı da yok. Ölen öldüğüyle kalıyor.
Ya da "öldürüldüğüyle!"
Suç aletleri ya kader, ya asansör, ya da çürümüş ağaç!
***

Aslında ülke çürüdü. Haysiyetin temiz ellerinden su içenler azaldı.
Ahlaksız olmak utanılacak bir şey değil artık.
Sadece işçiler değil, güzelim değerler de katledildi.
Saygı, sevgi, hoşgörü hükümsüz.
Ne acıdır ki.
Bir daha asla o siyah beyaz yılların asaletine kavuşamayacağız.
Bir daha asla adaletli ve yürekli bir ülke olamayacağız.
***

Bizi bekleyen ve acele eden düşmanlığa koşar adım giderken.
Kirli ya da kanlı nasıl olursa olsun parayı bulmak insanların öznesi olmuşken.
Haysiyet, onur, erdem gibi gerçeklerin sinek pisliği kadar değeri kalmamışken.
***

Doğaldır ki; bu hastalığın pençesinde işçiler kolayca ölecek.
Çocuklar açlıktan çürürken, Melo kimseye yem edilmeyecek.
Neleri kaybettiklerinin farkına varmayanlar, ekranlardaki dizilerine melül melül bakacak. "İzlanda bizi nasıl yener kardeşim?"diye ahkam kesecek.
Ama çocuklarının yolunun kesildiğini görmesi için, kaç fırın ekmek yemesi gerektiğini bir türlü öğrenemeyecek.
***

Ne olursa olsun.
Canlı paranın her şeyi yakıp yıktığı bir ülkede.
İnsan olanın haksızlıkla, hukuksuzlukla
mücadelesi sürecek! Ölü de olsa!

***
Magazin

Emek hırsızlarının, soytarıların kollarındaki dövmelerin derdine düşen bir magazin anlayışından.
Umre'de çektirdiği fotoğraflarla yağ kokan aşkın ve sisteme sırnaşmanın kralını yapan ikiyüzlüleri sorgulamayan bir magazin düzeninden.
Ve hala ekranlarındaki dizilerin isimlerini şöhret etmekten başka derdi olmayan
magazin tekelinden nefret ediyorum.

Mutluluk Takvimi
Asansör yerine merdiveni kullan.
Balık tut.
Çocukları okula hazırla.
Sonbaharı hisset.
Konserve açacağın olsun.

Büyür sensiz karanlıklar
Vurur beni ayrılıklar
İçimdeki yalnızlıklar
Ağlar bende geceleri

Her köşeye perde çektim
Anıları inkar ettim
Saatlerim senin için
Durur bende geceleri

Bana hicranlar yakışır
Ayazda ellerim üşür
Hasret acıya dönüşür
Kanar bende geceleri

Gidişini hatırlarım
Ağlayamam utanırım
Sensiz bütün ışıklarım
Söner bende geceleri
Hakkı YALÇIN