Yılbaşı yaklaşırken sokaklarda kurulan sergilerde tebrik kartları satardı. O kartların üzerine bazen kendi şiirlerini bazen de ünlü şairlerin satırlarını yazardı. Başkaları için yaşamayı severdi. En çok da çok yoksulların kaderine kahrederdi. "Bütün yoksullar birleşin" derdi. Hayatı gündelikti ayakkabısının altı delikti ama haysiyetinden zerre kadar ödün verdiği görülmüş değildi. Mahallenin yürekli abilerinden biri.
***
Rahmetli Edip Akbayram'ın "Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar" şarkısını söylerdi en çok. Vicdanlıydı merhametliydi. Sokakta gördüğü bebeklere öpücükler gönderirken kendini kaybederdi. Bir çiçeğin açmasındaki sihri görebilmek için günlerce bekleyecek kadar sabırlı, sokak köpeklerinin çaresizliğini yüreğine ortak edecek kadar duyarlıydı.
***
Kendi yaralarından bahsetmezdi ama dert dinlemekten uykusuz kalırdı geceleri. Ceketinin cebinde hafta sonuna alınmış tiyatro biletleri olurdu da bazen eski bir kamyonet gibi sarsıldığı da olurdu. Çabuk toparlardı kendini. Savaşlara karşıydı, savaşları körükleyenlere de. Kardeş bilirdi bütün insanları. "Amerika şeytan" derdi. O zamanlar ne dediyse bugün hepsi çıktı.
***
Gençliğini eskitti meydanlarda, haksızlığa isyankardı. Sadece tebrik kartlarını değil, mektuplarını da zarfı açık gönderirdi. Elindeki çay bardağını sıkıca kavrarken, gizlediği bir hırsı olduğunu düşünürdüm. Kendini ele vermezdi. Güldüğü zaman içini ısıtırdı insanların. Hiçbir ihaneti bağışlamaz hiçbir şerefsizliğe tahammül göstermezdi.
***
Çoban ateşlerini severdi de bir gönül ateşinde yandığı söylenirdi. Yaktığı fotoğraflardan pişmanlık duydu mu bilmiyorum ama yaktığı gemilerden duymadı. Gözlerinden değil kalbinden akardı yaşlar. Parasal özlemlerini hiç hatırlamam, lüks mağazaların vitrinlerine bakmazdı bile.
***
Kazandığı üç beş kuruşla garibanları gerçekten doyururken, kendisi mahsuscuktan doyardı. Düşlerinin uzak kıyısında kendisini bekleyen bir sandalı vardı, batırdılar. Yine de her sabah çocuklar için gökyüzünü maviye boyardı. Hiçbir meselede "bana ne" demez, kendisine el açanı boş göndermezdi. Sarı gülleri severdi nedense. Tadına varamadığı özgürlük tutkusuyla ve sihirli tebrik kartlarıyla veda etti hayata.
***
O benim umutlarımı aydınlık tutan, okuduğu kitapları bana uzatan özel bir insandı. Sevgi insanı. Şimdi öyle insanlar kalmadı. O yüzden bazı günler, siyah beyaz fotoğrafların içinden o güzel insanların çıkmasını bekliyorum. Çünkü bizler geride bıraktıklarımızı hiç terk etmedik.
Ahlak!
Ahlakı sadece uyuşturucu kullananlarda aramayın. Çıkarlarına kuyruk sallayanlarda, para için meslek onurunu satanlarda, kalbi kasıklarında atanlarda arayın. Cilalanmış hırsızlarda, çocukların kanını emen yarasalarda arayın. Haramı helal kılanlarda, dürüstlüğü haysiyeti inkar eden yalanlarda arayın. Alçaklığı yükselen değer yapanlarda. Milyonlarca dolarlık o garip villalarda. Unutmayın ki kendinizden diye bir ahlaksızı korursanız, o ahlaksız yarın sizin de çocuğunuzun da canına okuyacaktır!