BÜTÜN canlılara karşı yaradılışını inkar eder insanoğlu.
Oysa kuşlar asaletini belgeler, uçarken de öterken de. "Kuşların süslediği ağaçtan güzel manzara tanımıyorum" desem, yapraklara haksızlık etmiş olurum ama kuşların da hakkını vermek gerek!
Gök gürültüsü nedir ki! Hayatta hiçbir gerçek kuşlar kadar gürültü yapmaz insana, "uyanın" diye!
Ayrıca buluttan zarfları da kuşlar icat etti, inanmayan o mektupları taşıyan postacılara sorsun.
***
Birkaç yıl önce İstanbul'da fena bir fırtına çıkmıştı da ağacın tepesinde bir kuş yeni yaptığı yuvasında yumurtalarına kendini siper etmişti. Anne kuşun getirdiği çalı parçalarından yaptığı yuvanın iplerle bağlandığını bile gördüm. O mühendislik harikasını. Gerektiğinde taşı yaran hayat, yuvasını namuslu biçimde yapan bir kuşa dişini geçirememişti. Ölümü aşmanın yolu hayata katlanmaktan geçerken, Allah'ın o kuşa verdiği fırtınaya katlanma gücü yuvasını özenle kurmasının bedeliydi.
***
Özgürlük ve mücadele onların doğasında var. "Kuşlar kadar hür" sözü boşuna değildir. Ayrıca onlar kafese konduklarında sadece özgürlüklerini kaybettikleri için değil, insanların "bir avuçluk canlıyı" kafese koymalarına kahroluyorlar.
Kuş kadar beyinleriyle!
***
Hafife alınan kuşlar, bir insanın başına ya da üzerine pislediği zaman, insanlar soluğu talih oyunlarında alıyorsa, o sırada kıs kıs gülüyor ve insanlarla kafa buluyordur kuş beyinli kuşlar! En çok da pencere önünde bir yemi paylaşırken imecenin ve disiplinin ne olduğunu gösteren sığırcıklar.
***
Teknolojik sistemde her şeye hile karışmışken, talih kuşlarından medet ummak için çok talihsiz bir zaman dilimindeyiz. Büyük ikramiye kazananların siluetinin bile görünmediği bir düzeni fark edemeyenler gölge oyunlarına devam etsinler. Sanal kumardaki sahtekarlığa gözlerini yumanlar meydanlara çıkıp kuş pisliğinden medet umsun. O kuşlar pisliklerini başlarına yağdırdıkları insanlarla hesaplaşırken, kesilen ağaçlarla bozulan yuvalarının acısını "aklıyla bin yaşayanlardan" çıkarsın. Bu da bir dünya dengesi!
***
O sırada namuslu insanlar pencerelerine konan cennet kuşlarına ekmek ufalarken ilahi bir huzur duyar. O biçim yolunu bulan tilkiler kendileriyle gurur duyar, uyuşturucu baronları "çakal" olmaktan rahatsızlık duymaz. Ne utançtır ki sistem bunlara itibar gösterir.
***
Çocukluğumda uçurtmalarımı kuşların hizasına çıkarmayı özlerdim, şimdi tilkilerin, çakalların yelkenlerini suya indirmeyi özlüyorum! Kuş kadar beynimle!
MUTLULUK TAKVİMİ
Kalp şeklinde kurabiye yap.
Sanal aleme asla güvenme.
Bugün mavi ol.
Zarfından kuşlar çıkan
Mektuplarda kaldı aşk
Ölümsüz sevda kokan
Şarkılarda kaldı aşk
Bin kere yansa yürek
Seven biraz zor uslanır
Ahşap evler gibi eski
Yürek ağlar göz ıslanır
Eskidendi çok eskiden
Hala saklı duruyor yası
Siyah beyaz sevdalarda
Sahipsiz kaldı
Ölümsüz aşklar sineması
Hakkı YALÇIN
Onursuz insanlara karşı duvar örmek her meslekte onurdur.
Kuyu!
Elle yazılmış mektuplara güvenirim cep telefonuna güvenmem. Tebrik kartlarına güvenirim kredi kartlarına güvenmem. Eski radyolara güvenirim televizyonlara güvenmem. Semt pazarına güvenirim süpermarketlere güvenmem. Martılara güvenirim insanlara güvenmem.
Teknolojinin ipiyle asla kuyuya inmem! Ruhların ve bedenlerin kolayca alınıp satıldığı "klavye dünyasında" o kuyuya inen bir daha çıkamaz çünkü!
