HATAY'DAKİ depremi unuttuk, 6 Şubat gelince yeniden hatırlıyoruz. Oysa ne insanlar gördük, deprem bölgesine yardım taşıyan gönüllüleri, kefen bezinden perde yaparak çocuklara film izlettirenleri. İnsanlık tersanesinde işçi olarak çalışmaktan vazgeçmeyenleri.
Getirdikleri odunlar ve sobalar öğle güneşi gibi çadırları ısıtırken, geceleri ışığı solmuş yıldızları bile yere indirdiler, onlardaki insanlık ışığı bedenlerinin her yanına yayılmışken, çocuklara sadece oyuncak değil umut da dağıttılar.
Ölümlerin yanlışını düzeltmek kimsenin haddine değil ama kendi doğrularını depremin her bölgesine taşıdılar. Onlarınki insanlık sanatıydı.
Mezarını sırtında taşıyan insanlar için melek olmak.
***
İnsanlar cebinden de verdi yüreğinden de. Kumbarasını boşaltıp bağışlayan istiridye kabuğunda inci gibi evlatlarımız vardı. "Bu benim halkım" dedim, "benim insanım." Unutulmasın ki iyilik yapmak için insanların elinde her zaman bir fırsat vardır. Yeter ki gönlü zengin olsun, yeter ki Allah'a yakın olsun.
Çünkü kalbinizi iyiliklere açtığınız zaman hayat sizin için korkulacak bir şey değildir, yeter ki tabiat anaya saygı gösterin, birbirinizin yüreğine su serpmekten de vazgeçmeyin.
***
Ağaçlar diğer canlıların da barınaklarıdır, hem gökyüzüne her yerin altına atarlar adımlarını. Müsait olduğumuz depreme karşı en anlamlı koruyucudur ama bizler onları koruyamıyoruz.
Giden ağaçların yerine yenisi gelmez, beton gelir harç gelir, çocuklara ömür boyu borç gelir.
***
Bundan 25 yıl önce yapılan bir araştırmaya göre dünyada iklim değişikliklerinin önüne geçebilmek için kişi başına 10 bin fidan dikilmesi gerekiyordu. Şimdi bu rakam yüz binleri bulmuştur.
İstanbul depreme davetiyesini bastırırken, kesilen ağaçların vebalini ödemeyecek mi?
Nefes alınacak yer kalmayan bir şehirde, deprem en çok hazırlıksız yakalamayı seviyorsa, bizler ağaçları sevmeyi niye bıraktık? Ayrıca bir dalganın yükselişine de iyi bakalım; denizler kendilerine ait olmayı geri verir ama kendisinden alınanı da mutlaka geri alır.
Yunanistan'ı yakından takip ederken, bizlerin de aynı tehlikenin içinde olduğunu bilmemiz ve tedbir almamız gerekiyor.
***
Gökyüzünü bulutlardan temizlemek kadar kolay değildir, toprağın altındaki elektrik yüklü fay hatlarını temizlemek. Deprem evleri dibe doğru yürütür, teorileri bile çürütür. Ve kulağımıza fısıldar, "hiç ummadığınız anda ayaklarınızın altındaki örtüyü çekerim!" Ona göre!
MUTLULUK TAKVİMİ
Depremi hatırla.
Ne yaparsan yüreğinle yap.
Hapishaneye kitap gönder.
Acıları can evimde
Tutukluyum hasretlerde
Bulut bulut gözlerimde
Çocuklara ağlıyorum
Özlemine doyamadım
Öpmelere kıyamadım
Kaç kişiydi sayamadım
Çocuklara ağlıyorum
Hepsinde yetim hırkası
Cümlemizin büyük yası
Toprak onların anası
Çocuklara ağlıyorum
Hakkı YALÇIN
Her insanın savurganlığının bedeli olarak geleceğe borcu vardır.
Sahtekar!
Netanyahu, Gazze'ye barış getirmekten bahsediyor. Aldığı canlar, katlettiği bebekler unutulacak öyle mi? Getireceği barışın kaç karış olduğunu bizler biliyoruz da hakkında "tutuklama kararı" çıkaran uluslararası mahkemeler bu numarayı yutuyor mu? Yutuyor. Dünya ahlaksız bir siyaset arenası olduğunu içindir ki ejderhalar korunma altındadır!