Feride Hilal İmal

FERİDE HİLAL İMAL

hukuk@takvim.com.tr
Tarihi 17 Ekim 2020

İsim değişikliği kolay

İsim ve soyadı değişikliği için artık mahkemeye başvurmaya gerek olmadığını okudum. Doğru mudur? Bunun için ne yapmalıyım?
Nüfus Hizmetleri Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun kapsamında, vatandaşların Soyadı Kanunu'na aykırı olan, umumi edebe uygun olmayan, küçük düşürücü veya gülünç olan soyadları, yazım, imla hatası veya düzeltme işareti kullanılmasından kaynaklı anlam değişikliği bulunan ad ve soyadları mahkeme kararı aranmaksızın, il veya ilçe idare kurullarının vereceği kararla bir defaya mahsus değiştirilebilecek.
Bunun için bir dilekçe ile Nüfus Müdürlüğü'ne başvurmanız yeterlidir.

Boşanmış anne çocuğuna soyadını verebilir mi?
Birçok sebepten ötürü boşanmış anneler hatta kimi zaman boşanmış ailelerin çocukları annelerinin soyadını taşımak istiyor. Yargıtay 2.
Hukuk Dairesi 09.04.2018 tarihinde verdiği kararla boşanmış annenin çocuğa kendi soyadını verebileceğini hüküm altına aldı. Hukuk dairesi verdiği kararda, şu şekilde hüküm tesis etti: "Tanık beyanlarından çocuğun soyadının, annenin soyadı olarak değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olabileceği anlaşılmaktadır. Velayet hakkı tevdi edilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin, velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile velayet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı; somut olayda söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı bulunmadığı ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesi'nin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek, davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir."