Tarihi 2 Haziran 2013

Gezi parkı

Aşıklar parkıdır.
Buluşma yeridir.
Bugüne kadar tüm kuşakların anılarıdır Gezi Parkı.
Toplumun her kesimini bir araya getiren yegane yerdir.
Gezi Parkı'nın korunması ve yaşatılması için aktivistlerin mücadelesi, olayı park bahçeden çıkarıp vatandaş ve devlet arasında dönülmez büyük yaralar açan ve belki de tarihe geçecek bir direnişe dönüştürdü. İnsanın insana olan zulmüne alıştık da doğaya zulüm bundan sonraki nesli hastalıklı hale getirecek.
Tek amaçları parkın avm ve beton yığınına dönüşmeden doğal kalması idi.
Fakat haberlere bakıldığında olay yerinde yaralananlarla, biber gazına maruz kalanların isyankar sitemleriyle ve emniyet güçlerinin orantısız gücüyle büyük bir arbede yaşanıyor.
Başbakanımız "Biz karar verdik avm dikeceğiz" diye açıklama yapmak yerine bir vatandaş empatisiyle "Gezi Parkı sizin olsun vatandaş" dese büyük bir sempati ve hayranlık kazanacak, oradaki hava bayram havasına dönüşecekti.
Devlet ile vatandaş ilişkisi ebeveyn ve çocuk ilişkisine benzer.
Kararınıza saygı duyan bir lider vatandaşının gözünde güven uyandırır. Taleplerine ve haklarına karşı duyarlı olunduğunun bilinmesi nasıl her çocuğun söz hakkı olduğunu bilmesi ve bunların dikkate alındığını fark etmesiyle büyüklerine karşı koşulsuz güven duymasını pekiştiriyorsa durum ülke yönetiminde bir vatandaş için de farklı değildir aslında.
Vatandaş itirazlarında sesini duyururken devlet büyüklerinden hassasiyet bekler.
Sahip çıkılmaya çalışılan aslında kültürel ve tarihi mirastır. Varlığıyla huzur bulduğu bir alanın varlığını sürdürebilmesi için verilen çabaların hepsinde aslında iyi niyet var. Tek amaç bu iyi niyetli çabaların bambaşka ideolojilere dönüştürülmesine zemin hazırlamamaktır.
Beni en çok ekranlarda izlediğim görüntülerde ve gazetelerde okuduğum satırlarda polis teşkilatının, kontrol sağlamak için gösterdikleri kontrolsüz güç gösterileri rahatsız etti.
Orada bir terör örgütüyle mücadale değil bir parkın varlığını sürdürebilmesi için parka sahip çıkan duyarlı bir topluluğun mücadelesi var.
Biber gazlarıyla püskürtülen duyarlılık oluyor haliyle.
Bir polis kızı olarak bu görüntülerle görevini hakkıyla yapan diğer emniyet görevlilerinin de şaibe altında kalması da haksızlık.
Doğal hayat yaşamın şifresidir. Yeşil renk dostluğun rengidir. Yeşilliğin ağaçların kökü toprak altında kalmasın. Köklü bir gelecek için doğal çevremize sahip çıkarken bir orman olduğumuzu unutmayalım.
Ormanlar tek tek ağaçlarla mümkünken o tek bir ağacın bile ne kadar kıymetli olduğunu hatırlayalım.
Taptaze bir gelecekte elele varolabilmek için.