Tarihi 23 Haziran 2013

Tatile giderken

Yapılacak en doğru şey şehrinizi değil, Kendinizi terk etmek!
Kafanın içindekilerini mümkünse çöp kutusuna boşaltmak.
İş hayatının getirdiği yükleri, sorumlulukları durdurmak.
Kaygı ve endişelerinizi bir süre bırakabilirseniz ne mutlu size, nasıl olsa sizi terketmeyecekler.
Kronik olarak size bağımlılar.
Sizi de kendilerine bir şekilde kendilerine bağlarlar nasılsa. Biraz mola.
Ex sevgili ve yaşattıklarını yeni bir sevgilli ile kapatmayı düşünmeyin bile.
Her gönül yarası şahsına münhasırdır.
Bir başka dilden duyacaklarınız ya da bir başka gözde aradıklarınız merhem olmaz bu yaraya.
İlacı yoktur. Zamana yaslanmanız çare olur.
O zaman dedikleri ise sırtlayıp götürmez koşar adımlarla hatıraları.
Elele verip yol boyunca acıyı konuşa konuşa yürümeli ki yorulduğunuzda unutmuş da olun.
Arayış içinde olmayın.
En güvendiğiniz insanlarla yola çıkın.
Dalıp gitmelerinizde bir mana,gözyaşlarınızda bunaltı görmesinler.
Sizi güldürebilme zahmetine girmeyi eğlence bilecek kadar sizi sevsinler.
Bir iskelenin ucunda ayaklarınızı sallayıp sadece kelime türetme oyunu oynamayı deneyin.
Sıkılınca da üzerinizde kıyafet olmasına aldırmayıp batan güneşe rağmen ansızın iskeleden denize atlayın.
Bir başkası hakkıımda ne düşünür diye endişelenmeden ota böceğe gülümsemeyin. Ne düşünürlerse düşünsünler.
'Mutlu insan yoktur mutlu anlar vardır' sözünü hatırlayarak mutlu anlarla örülü bir pencere açın yaşamınızda. Adı da tatil olsun mesela.
Durulmanın bir yolu daha var;
Bol bol kitap okuyun, bambaşka hayatların ve hikayelerin içinde olmayın, romanların içinde kaybolun.
Müzik dinleyin, Unutmak, durmak, dinlenmek, susmak ve hayatınızı gözden geçirmek insan oğlunun şifasıdır. Başarabilirseniz ne mutlu!

* * *
UNUTMAK ÜZERİNE
Zülfü Livaneli'nin 'Kardeşimin Hikayesi' kitabından etkileyen bir paragraf... "Denizler ötesine giden kişi yalnızca iklimini değiştirmiş olur, aklını değil. Senin ihtiyacın olan sürekli gezmek değil, kaplanın sırtından inmek. Bir hikaye vardır.
Hani bir adam kaplanın sırtına binmiş, bir türlü inemiyormuş.
Çünkü sırtından indiği zaman hayvanın kendisini yiyeceğinden korkuyormuş. Ama bir insan ömür boyu kaplanın sırtında oturamaz ki!
Artık kaplandan inmen, herşeyle, özellikle de geçmişinle yüzleşmen gerekiyor.

* * *
TAVSİYE

Bir çırpıda okunacak ve kafa dağıtacak kitaplar;
* Zülfü Livaneli:Kardeşimin Hikayesi
* Ayşe Kulin: Gizli Anların Yolcusu
* Canan Tan: Hasret
* Jack London: Martin Eden
* Elizabeht Taylor (Biyografi)