Ve sanırım yakında vites artacaktı ve çok sürpriz gelişmeler olacaktı.
Gelişmelerin arkasında, önünde ya da merkezinde Soros ve yakın arkadaşı Mikhail Khodorkovsky de olacaktı. Putin'in dünya üzerindeki en büyük HASMI YUKOS'un eski patronu 10 yıl hapis yatan Mikhail Khodorkovsky'di...
Belki çok kişi hatırlamaz ancak 1995'te daha 31 yaşındayken Mikhail Khodorkovsky Dünya Ekonomik Forumu'na katılmak için İsviçre'ye gidiyor ve bir kafe'de SOROS ile görüntüleniyordu. İki önemli ismin yanında bir üçüncü kişi daha vardı. O da çok kritik bir isimdi. Rus iş adamı Boris Berezovsky... Üç önemli isim RUSYA'daki seçimler hakkında konuşuyordu.
Soros bir ara Berezovsky'ye dönerek "Şimdiye kadar iyi bir hayatın oldu.
Şimdi komünistler geri geliyor ve kaçma zamanı..." diyordu. Zaten Daha sonra bu EKOL için işler RUSYA'da iyi gitmeyecekti.
Khodorkovsky 2003'te tutuklanıyor 10 yıl hapse atılıyordu. Berezovsky ise tartışmasız RUSYA'nın en güçlü ismiydi. Çok etkili ve çok zengindi. Yeltsin döneminde çok güçlüyken Putin'le ters düştü. Ve yeni sistem karşısına SİBNEFT'te ROMAN ABROMOVİÇ'i çıkardı.
Sermaye zenginlik el değiştirdi. Yeni oyuncu artık dünyanın yakından tanıyacağı Abramoviç'ti.
Berezovsky'nin Litvinenko ve Markelov gibi isimlerle dostluğu vardı. Rejimin hedefi oldu. İngiltere'de yaşasa da ÖLÜM gelip onu buldu. 2013'te ALMANYA'nın araya girmesiyle Mikhail Khodorkovsky serbest kalırken o öldürülüyordu!
Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline güncel bakanlar yanılıyordu. Bu uzun zamandır alttan alta işlenen bir adımdı.
Sadece doğru zaman için gün sayılıyordu. 24 Şubat'ta Putin düğmeye basınca bütün dünya ayağa kalkıyordu.
Daha doğrusu AYAĞA KALKMIŞ NUMARASI YAPIYORLARDI...
Gerçekte olan ile cephede sahnede olan birbirinden çok farklıydı. Rusya BATI'nın yaptırımları altında ezilirken Kremlin'de gazı kısıyor enerji kartı ile AB'yi sıkıştırıyordu. Ana akım medyada aşağı yukarı bu çizgide haberler çıkıyordu.
Ancak biraz daha derinlere bakıldığında işin rengi değişmekteydi.
Mesela Gazprom, Novatek, Lukoil, Rosneft ve Tatneft gibi önemli RUS şirketleri 130 milyar dolar kredi ortaklık ve yatırım adı altında PARA ile buluşuyordu. İşin garibi aylardır yazmaya gayret etiğim gibi PARANIN geldiği yer de şaşırtıcıydı!
Bankacılığın kalbi sayılan yerlerden olan CANARY WHARF'daki HSBC ve JP MORGAN CHASE gibi İNGİLİZ ve AMERİKAN bankaları RUSYA'ya para yağdırıyordu. BATI manşetlerde Moskova'ya yaptırım uyguluyor görünse de arka planda PETROL konusunda gaz konusunda el ele yürüyorlardı.
AVRUPA BİRLİĞİ bir şekilde kuşatalıyordu.
Ukrayna'da "Bunu durdurun. Savaşı finanse ediyorsunuz" diyen akıllı birkaç isim varsa da onları dinleyen yoktu.
Bu arada AVRUPA BİRLİĞİ ile RUSYA arasındaki ticari rakamlar gelmeye devam ediyordu.
Avrupa Birliği'nin Rusya'ya olan ihracatı, 24 Şubat'ta başlayan Ukrayna'nın işgalinin ilk üç ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 48 azaldı. Ancak Rusya'dan 27 Avrupa Birliği ülkesine yapılan ihracat tutarı, yükselen enerji fiyatları nedeniyle yüzde 68 arttı. Mart ve Haziran ayları arasında Avrupa Birliği'nden Ruya'ya 15,32 milyar euro'luk ihracat yapıldı.
Bu rakam, geçen yıl aynı dönemde yaklaşık 30,5 milyar euro'ydu!
Rusya'dan AB'ye ihracat, aynı dönem içinde 80 milyar euro'ya ulaştı.
2021 yılının mart ve haziran ayları arasında bu rakam 47 milyar euro civarındaydı.
AB'nin Rusya'dan yaptığı ithalatın yüzde 62'ini enerji oluşturuyordu. SIR da değildi bu. AB'nin Rusya'dan ithal ettiği doğal gazın fiyatı Mart 2021'de 6,127 dolar (MMBtu iken), Haziran 2022'de fiyat 5,6 kez artarak 34,35 dolara yükseliyordu!
Bütün bu denklemi herkesten çok daha iyi bilen Soros ise aylar öncesinden AB'yi uyarıyordu. George Soros, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'da yenilgiye uğratılmadığı sürece "Batı medeniyetinin kurtulamayacağını" söylüyordu. Putin'in hamlesinin AVRUPA'yı derinden sarstığını vurgulayan SOROS "Bu Üçüncü Dünyü Savaşı'na yol açabilir" diyordu.
Ancak NÜKLEER GÜÇ RUSYA'nın elindeydi.
Ve AVRUPA ENERJİ kartında tamamen RUSYA'ya bağımlıydı.
ABD ve İNGİLTERE perde gerisinden RUSYA'ya para aktarırken AVRUPA çıkış bulmak zorundaydı. Bunu nasıl olacağını şu ana kadar bilen yoktu. Ancak bu KÜRESEL GERİLİM haliyle bize de gelecekti gelmekteydi.
İngiltere'de iktidardaki Muhafazakar Parti'nin liderliği ve başbakanlık yarışının favorisi Dışişleri Bakanı Liz Truss "Emmanuel Macron'u dost mu düşman mı?" şeklindeki bir soruya "Henüz belli değil" diyerek çok önemli bir arka planı işaret ediyordu...
AVRUPA'nın kavgası, mücadelesi ya da çıkmazı bir şekilde buraya taşınacaktı...
Sahillerimizde göreceğimiz dalganın nedeni açıkta kopan fırtınaydı...
Olaylara böyle bakın...
