Resmen SAVAŞ MODUNA geçilmiş gibi... Öncelikle şu soruyu soralım. "AVRUPA BİRLİĞİ ERMENİSTAN'I ÜYE OLARAK KABUL ETTİ DE BİZİM Mİ HABERİMİZ YOK?" Ya da şöyle soralım...
"Almanya-Fransa Erivan ile komşu da biz mi gözden kaçırdık?" Herkesin bu sorulara vereceği cevap aynı...
Peki durum böyle olduğu halde AVRUPA BİRLİĞİ ne yapmak istiyor?
Türkiye'yi DOĞU AKDENİZ nedeniyle TEHDİT ederken işin içine KARABAĞ niçin karıştırıldı!
Dışarıda bunlar olurken Enis Berberoğlu davası, Anayasa Mahkemesi Üyesi Engin Yıldırım'ın attığı gereksiz tweet, peşinden gelen tartışmalar, yükselen tansiyon içeride kaosa gidecek yolun açılmak istenmesi, tarafların restleşmesi, safların keskinleşmesi, hukukçuların yorumları, Abdullah Gül'ün konuya ilişkin açıklamaları, Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Haşim Kılıç'ın çıkışı ve önümüzdeki günlere taşan yeni bir polemik, tartışma ya da sorun!
Türkiye dengeleri çok olan, bileşkeleri fazla olan bir ülke. Tamam! Ancak çok uzun zamandır Türkiye DIŞARIDAN BU KADAR ÇEVRELENMEMİŞTİ...
Avrupa Birliği önceki gün resmen üst perdeden uyardı.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean Yves Le Drian, "Bize göre, Türkiye'nin sürekli provokatif faaliyetler içinde olduğu açık.
Bu, kabul edilemez. Doğu Akdeniz konusunda top artık Ankara'da. Türkiye diyalog yolunu seçmezse AVRUPA BİRLİĞİ güç dengesini değiştirmeye hazır..." dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Brüksel'de AB Liderler Zirvesi sonrası basın toplantısı düzenledi: Avrupa, Türkiye ile diyalog için hala hazır. Fakat Türkiye aynı tavırla devam ediyor. Güney Kıbrıs ve Yunanistan'a desteğimizi belirttik...
Peki Macron konuşur, Merkel durur mu? Hayır o da konuştu:
Ankara kışkırtıcı adımlar atmaktan vazgeçmeli...
Tüm bunlar siyaseten olurken Ermenistan ordusu, Azerbaycan'ın Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ndeki Ordubad iline roketli saldırı düzenledi. Saldırı olurken yine orada ANLAMLI bir misafir bulunmaktaydı.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Ermenistan'a gitti. İlk durağı sözde soykırım anıtı oldu. Ardından Paşinyan ile görüştü. Şaşırdık mı?
Hayır tabii ki...
Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov söz aldı. Konuştu:
Türkiye'nin dile getirdiği ve Aliyev'in de birçok kez ifade ettiği pozisyona katılmıyoruz...
Rusya topa girince Amerika Birleşik Devletleri izler mi? Hayır!
Onlar da görüş bildirdi. Pompeo verdiği röportajda "Şimdi de Türkler var. Azerbaycan'a kaynak sağlayarak tarihi savaştaki ateş gücünü artırdılar. Umarım Ermeniler kendilerini savunabilir" ifadelerine yer verdi...
Biraz vitesi artıralım...
Avrupa Birliği-Rusya-Amerika Birleşik Devletleri ve Ortadoğu hem DOĞU AKDENİZ hem de ERMENİ saldırıları karşısında yanımızda değil. Artık karşıdaki ittifak SIR da değil.
Avrupa Birliği hiç yapmadığı tonda konuşmaya başladı.
"GEREKİRSE DENGELERİ DEĞİŞTİRİRİZ" çıkışı önemliydi. Avrupa BATI'dan gelirken ERMENİLER NAHÇIVAN'a füze ile saldırıyordu. BAKÜ'ye atılan füze ise havada imha ediliyordu.
Rusya Deniz Kuvvetleri de HAZAR'da tatbikata başlıyordu. Rus Hava Kuvvetleri AZERBAYCAN sınırında uçuyordu. Sağlı sollu gözdağı veriliyordu...
Burada önemli olan TÜRKİYE'ye kurulan tuzaktı!
Avrupa Birliği ANKARA'ya 1 hafta süre verirken hiçbir TÜRK'ün kayıtsız kalamayacağı NAHÇIVAN'a roket düşüyordu.
Aslında söylenen bütün sözlere rağmen BATI asla ve kat'a Türkiye ile masada oturup anlaşmak derdinde değildi.
Almanya'dan Fransa'ya, Suudi Arabistan'dan Mısır'a kadar olan eksende hayata geçirilen GİZLİ AMBARGO ile ANKARA'yı sarsmak istemekte... Avrupa Birliği Rusya'yı öte iterken ikisi birden bize karşı ittifak halinde gelmekte. Bir de ABD'yi hesaba katarsak "Herkes herkese karşı, herkes bize karşı" felsefesinin hayata geçirildiğini görürüz.
Satır aralarında kalmasın!
Ağustos ayında Sibirya'dan başkent Moskova'ya uçuşu sırasında rahatsızlanan ve Almanya'nın başkenti Berlin'de bir hastanede tedavi altına alınan Rus muhalif Aleksey Navalny faturası kesildi. ABD çok istediği ve bastırdığı için Avrupa Birliği harekete geçti. Rusya'ya yaptırım konusunda uzlaşıya vardı. Rusya istihbarat teşkilatı (FSB) Başkanı Aleksandr Bortnikov'un da içinde olduğu bir grup kişiye ve şirkete ceza geldi. İlginç bir şekilde ABD'nin talepleri oluyordu.
İsrail'in etrafında ARAPLAR'ı toplamayı başaran ABD şimdi de AVRUPA ile RUSYA'yı ayrı kutuplara itmeye çabalıyordu.
Merkel Türkiye'ye mesaj verirken şu cümleyi de kuruyordu:
COVID-19 vaka sayısındaki artış nedeniyle Kasım ayında Berlin'de yapılması planlanan Çin politikası zirvesi iptal edildi... Bunun gerekli bir mesaj olduğunu düşünüyorum...
Hangi olaya, hangi ülkeye bakarsanız bakın yolun sonu İPEK YOLU ve ÇİN'e ulaşacaktır... Ermeni saldırısı da Doğu Akdeniz de Suriye de Irak da hep aynı adrese gider..
İPEK YOLU'na... 65 ülkenin zincir şeklinde iç içe yer aldığı PROJEYİ yöneten dünyaya ayar verir! Bu net! Amerika Birleşik Devletleri son dönemde İSRAİL üzerinden büyük atak başlattı. Büyük kurguya kalkıştı.
AVRUPA'nın tutumu net olmasa da eğilimler ÇİN'le buluşma ihtimali yüksek olan RUSYA'ya uzak düşmek! Soğuk bakmak!
Geçtiğimiz gün de yazdığım gibi RUSYA Çin'i AVRUPA'ya, Avrupa'yı da ÇİN'e götürebilecek bir güç. ABD kesinlikle buna izin vermek niyetinde değil.
Çin'i de İTTİFAKLARDAN uzak tutup EGEMEN OLMALARININ önüne geçmek istemekteler. İPEK YOLU'nun geçtiği ülkeler ÇİN ile hareket ederse ABD biter! NET! Karada, havada, denizde, demirde ABD olmaz, olamaz. İşte bu savaşın tarafları, önemli oyuncuları hep sahada!
Türkiye gibi... Biz istemesek de gelip paçamıza yapışacaklar.
Durum böyle iken İÇERİDE TANSİYONU çıkarmanın bizden başka herkese faydası var. Bunu bilerek adım atılmalı...
EKONOMİK ÇULLANMA İLE GELECEKLERİ SIR DEĞİL. Kendi aralarında anlaştıklarını odamdaki masadan bile görebiliyorum.
Herkesin görmesi de şart.
Bu işin iktidarı muhalefeti yok. Dengeleri koklayıp bir bütün olarak oyunun içinde yer almalıyız. Bunun olmayacağını, olamayacağını da biliyorum. Yine de yazmak istedim. Şimdiki saldırı daha öncekilere benzemiyor çünkü.
Altını çizeyim istedim. Ülkeyi savunmak herkesin görevi...
İçerideki kısır tartışmalarla gidilecek bir yer yok.
