Ancak yine de bu konuyu yarına bırakayım istedim. Derin çünkü. Ancak Trump'a rağmen atılan adımlar ortada.
Yazdıklarımı doğrular bir gelişme bu.
Maalesef böyle. İnsanlar ölüyor, canlar yanıyor ama YENİ DENGE KURULUNCAYA KADAR BÖYLE...
Neyse...
Yarın detaylı yazarız...
New York Times gazetesi, birkaç gün önce Amerikan Federal Soruşturma Bürosu FBI'ın ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya için çalışıp çalışmadığına ilişkin gizli bir soruşturma yürüttüğünü yazdı.
Nedense burada üstünde duran olmadı. Daha önemli olaylar var belli ki! Münbiç'teki patlama ile Trump hakkındaki dava-soruşturma aynı kavganın ürünüdür. FBI'ın bu araştırması kesinlikle doğru. Hatta sonuçları da önemli kurumlar tarafından biliniyor. SIR da değil...
Önümüzdeki günlerde bunu yansımalarını göreceğiz...
Raporda, "Trump, bilerek ya da bilmeyerek Rusya'nın çıkarları doğrultusunda kararlar aldı. Trump'ın ekibinde birçok önemli ismin Rusya ile yakın olması, bir dönem büyük ortaklık yaptığı Felix Sater'in ABD'den kaçıp Moskova'ya yerleşmesi, Trump'ın Rusya bağlantısını güçlendiren en önemli argümanlar" diye yazıldı. Şimdi Trump, köşeye sıkıştırılıyor. Trump, kesinlikle çok akıllı biri. Bir güç olarak geldiği Beyaz Saray'da daha fazla güç sahibi olmak istedi.
Çatışma halini her tarafla sürdürmeye başladı. Eşi, damadı ve kızıyla da büyük sorunlar yaşayan Trump, kazanan tarafta olacak.
Pentagon, Trump'ın iplerini tamamen eline alabilirse bile sarı saçlı adam kazanacak. Eğer Pentagon kaybederse, bu kez Trump, Amerikan tarihinin en büyük zaferini ilan edecek.
FBI'ın raporlarında Trump'ın başkan olmadan önce Berlin'de yaşayan Gorbaçov'la birçok kez telefonla görüştüğü de en dikkat çeken ayrıntı...
Yani Trump gelirken hedefini belirlemiş bir isim, bir başkan!
Pentagon, Trump'ın kendi planları için çalışmasını isterken, Trump da Pentagon'un kendi kararlarına itaat etmesini istiyor. ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, Pentagon'la çok yakın ilişkiler içinde. Ancak Pompeo, Trump'la da çok yakın çalışıyor.
Şimdi Trump, Pompeo'nun Arabistan Veliaht Prensi Selman'la yaptığı toplantıda kendi kararlarını söylemesini istedi.
Toplantının bir bölümünde de Trump'ın tüm istekleri, Pompeo tarafından Veliaht Prens Selman'a aktarıldı.
Daha doğrusu Pompeo, Selman'a iki seçenek sundu.
Biri Pentagon'un diğeri Trump'ın talepleri. Tabii sunuş şeklinin önemi farklı. Selman, Trump'ın kararlarına olumlu, Pentagon'un kararlarına ise mesafeli yaklaştığını hissettirdi!
Açık şekilde PENTAGON'un kararlarını istemediğini söylemese de atacağı adımlar bu yönde olacak. Dolayısıyla Pentagon, önümüzdeki günlerde Prens Selman'ı kızağa çekecek bir hamlede bulunacak.
Tabii Selman bir sürpriz yaparak, Pentagon'un fikirlerini benimserse işte o zaman yeni bir dönem başlar.
Suudi Arabistan, yeni düzenin ilk fitilini ateşler.
Buna kim karşı çıkar? Elbette İngiltere, görüntüde çatıştığı Putin ve Çin. İngiltere de Rusya da Çin de Pentagon'la karşı karşıya.
Prens Selman, bu 3 ülkeyi karşısına alır mı? Bilinmez!
Ancak birilerini karşısına almak zorunda kalacak.
DENGE KURULMADAN ÖNCEKİ SON HAMLE OLARAK! Arap NATOSU çok güçlü bir şekilde kurulacak.
Pompeo'nun Pentagon aklı bunu başardı. Gittiği her ülkede bu konuda söz aldı. Maddi ve manevi tüm şartları kabul eden ülkeler, Pentagon'un Ortadoğu'da oyunu kurmasını ve şekillendirmesini sağlayacak.
Pompeo, Ürdün'den başladığı turunda Irak, Mısır, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan ve Umman'ı ziyaret etti. Kuveyt turu son anda iptal edildi. Bu konuda İngiltere büyük baskı yaptı. Kuveyt'in Pompeo'ya üst düzey bir karşılama yapamayacağını açıklaması bu nedenle geldi.
Pompeo da gidemedi! Öyle ki, Kuveyt, Pompeo'nun ülkeye gelmesine 12 saat kala, karşılama programını değiştirdiğini açıkladı. Bu diplomatik nezaketsizlikten öte ciddi bir başkaldırıdır.
En azından ABD bunu böyle kabul eder.
Kuveyt, İngiltere'nin ülke dışında etkin olduğu ülkelerden biridir. Şimdi Pentagon, Kuveyt konusunda daha akıllıca adımlar atmak zorunda kalacak. Bölge bölge ateşin artması, belki de 50 ülkeyi içine alacak bir kaosu meydana getirebilir. Bugün saldırılar, protestolar, istifalar ve yeni kurulan koalisyonlar, dünyanın denge arayışını gösteriyor.
Bu durumun normalleşme sürecine girmesi de yakın zamanda mümkün görünmüyor. Çünkü ABD'nin başına çektiği bir güç, ortaksız bir dünya arıyor. ABD'nin karşısındaki güçler de ittifaklarla bu güce karşı koymanın planlarını yapıyor. Tarihinin en büyük işsizlik ve dış borç yükü ile yaşayan bir ABD, mutlak surette büyük bir kaos çıkartmak zorunda.
Bunun için gerekiyorsa savaş, gerekiyorsa ekonomik krizin önünü açıyor. Ekonomik kriz beklentileri Amerika lehine çevirirse, savaşa gerek kalmayabilir. Ancak ekonomik kriz planı istenilen sonuçları getirmezse, ki öyle görünüyor, o zaman Üçüncü Dünya Savaşı çok yakın. Bazı ülkeler ekonomistlerin ön görüleriyle savaş hazırlıklarına başladı bile. SAVAŞIN BOYUTUNU KİMSE KESTİREMEZ TABİİ ... Ama terörle yerel oyunlarla para ile şimdilik nihai sonuç alınamadı. Böyle gitmeyeceği de net ortada!
ABD Başkanı, Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ve CIA Başkanı'nın yaptığı her ziyaret çok ama çok önemli.
Gittiği ülkeler de her iki durumda da etkin olacak.
NOT: Kenya önceki gün patlamayla sarsıldı. Kenya İNGİLTERE'nin çok ağırlıklı olduğu bir ülkedir. Patlamanın olduğu gün BREXIT oylaması vardı. BREXIT isteyen Pentagon, Kenya üzerinden Londra'ya mesaj mı verdi acaba? Pompeo'nun Kuveyt'te kabul edilmemesine de tepki olabilir mi? İhtimal... Bu arada PENTAGON "Dünyanın en gelişmiş silahları Çin'de. Büyük tehlikenin adresi Pekin..." dedi.
Savaşı da özetledi...
