Koştu koşuşturdu çabaladı. Başarı sayılacak olan YÜZDE 30 oy aldı. Daha fazlası mümkün de değildi. Hiçbir CHP'li de alamaz. Ancak ortada sorun var. Millet CHP ile yan yana gelmek istemiyor. Bir OTEL düşünün, sahibi değişiyor. Öyle sunuyorsunuz. Ancak genel müdür, yardımcıları ön büro müdürü, ustalar, servis elemanları yatak örtüleri möble havuz her şey aynı ...
Değişime inandıramazsınız herkesi. İnanmadılar.
YÜZDE 30... Kemal Kılıçdaroğlu Bey de DEĞİŞİME karşı çıkarak kendi propagandasını yaptı. Çektiği reklam filmleriyle çizgi filmlerle "MUHARREM
BENDEN UZAKTA DEĞİL! YANIMDA ONA GÖRE OY VERİN" dedi. Buna göre verdiler! Annesi kız kardeşi başörtülü Muharrem Bey, Kemal Bey'in kıskacında kaldı. Durum bu!
24 Haziran böyle geldi geçti.
Ertesi akşam yani 25 HAZİRAN gecesi ANKARA'da çok önemli bir toplantı oldu. Bu buluşma çok ilginçti. Toplantının burada, toplantının değerlendirilmesinin ise uzaklarda yapılması ilginçti...
Daha önce çok kez yazdım... John Podesta ve Tony Podesta'yı hatta BENENSON'U... Haklarında 200'e yakın dava açılan ama hiçbirinde ceza almayan derin devlet yetkilileri. İki kardeş, dünyanın birçok ülkesinde siyasi partilerle yakın işbirliği içinde oldu. SIR DA DEĞİL... Bu güç sürekli büyüdü. Pazar günü Türkiye'de seçim yapıldı. Öncesinde de değişik trafikler yaşandı. PODESTA kardeşlerin en güvendiği isim PAZAR GÜNÜ TÜRKİYE'deydi. SEÇİMLERİ İZEMEK İÇİN... Seçimlerin üzerinden 24 saat bile geçmemişti ki PODESTA'nın adamı ve yanındakiler CHP'li birileri ile görüştüler.
CHP'yi temsilen kimler vardı bilemiyorum.
Ama iddiaya göre etkili isimler oradaydı.
Partinin içinden mi dışından mı isimler katıldı bilgim yok. Görüşme ARJANTİN CADDESİ üzerindeki bir evde oldu. Çok şey konuşuldu. Bunlardan biri de CHP'de İSTİFALARIN YAŞANMAMASIYDI...
Kimin istifa etmesinin önü kesildi, kim söyledi, kime söyledi bilmiyorum. Ama böyle bir iddia uzaklarda konuşulmakta.
Paylaşmak istedim... Ankara'da bir toplantı... Masada PODESTA'nın adamları ve CHP'liler ya da CHP üzerinde etkili isimler... Paylaşayım istedim.
Neyse devam edelim...
ABD'ye geçelim...
Amerika Birleşik Devletleri, 2016 yılındaki Başkanlık Seçimleri'nde geleceğine karar verdi. Silah lobisi yani Lockheed Martin, Northrop Grunnman, Raytheon, Rockwell Collins hatta uçak markası olarak bilinen Boeing bile Trump'ı destekledi, Wall Street yani para da Hillary Clinton'da karar kıldı. FETÖ de Hillary ile birlikte yol alırdı. KÜRESEL SERMAYEYE yakındılar yani... Zaten savaş PARA ile SİLAH arasındaydı... Her yerde hem de...
Hillary Clinton kazansaydı, bugün Pentagon için zor bir süreç görürdük.
Sıkıntı yaşarlardı. Türkiye ABD ilişkileri de çok ama çok daha sancılı olurdu.
Ama şimdi PENTAGON her şeye rağmen söz sahibi. En azından bu kadar etkinliğini göremezdik. Başkan Trump elbette yüzde 100 Pentagon'un taleplerini yerine getirmedi. Ancak bazı görüş ayrılıklarına rağmen, Ortadoğu, Afrika ve özellikle İran konusunda Pentagon'la karşı karşıya gelmedi. Sadece ilginç çıkışların olduğu bir dizi tweet dışında restleşme olmadı. Gerginlik vardı ama her iki taraf da duracakları yeri biliyordu!
İçinden geçtiğimiz süreç ORTADOĞU ve AFRİKA için sancılı olacak.
Çekişmeli olacak.
Pentagon, bu süreç için Oliver North'u hazırladı. 1980'li yıllarda İran-Kontra Skandalı'nın mimarı olan emekli Yarbay Oliver North ülkenin en güçlü silah lobisi Ulusal Silah Birliği'nin tek yetkili ismi oldu.
Oliver North, İran konusunda uzman olduğu için bir strateji hazırladı. Strateji için Türkiye topraklarında 4 yeni NATO üssü. Öncelikli olarak Van'da bir askeri üs planlanıyor. Tabii Türkiye'nin bu plana sıcak bakmadığı da ortada. Türkiye'deki üslerin ardından Musul, Duhok, Kerkük, Zaho, Bağdat, Süleymaniye ve Erbil'de de askeri üsleriyle entegre olacak bir yeni taktik operasyon birimi hayata geçirilecek.
Plan böyle.
ABD, İran'ı ekonomik açıdan bitirmekte başarılı olamazsa, askeri operasyonlar arka arkaya gelecek. Tabii bu planın başarılı olması için Türkiye'nin kararı çok önemli. Türkiye ile ABD arasında son haftalarda önemli bir trafik yaşanmakta.
Çok kişi bunu görmekte. Sonuç alınmış değil elbette. Ama Pentagon'dan çok önemli isimler bir ORTA YOL bulunması için devrede.
Olur mu bilemem. Ama devredeler... Azami çaba sarf ediyorlar. Türkiye terör örgütleri listesinde bulunan PKK, PYD, YPG ve DEAŞ'a karşı çok önemli zaferler elde etti.
Hatta bu terör örgütlerine büyük destek veren başta ABD ve birkaç Avrupa ülkesi de desteklerini geri çekmek zorunda kaldı. Ankara'nın kararlılığı oyunlarını bozdu. Terörün bitmesinin nedeni de ARKA PLANDAKİ OYUNCULARIN TÜRK İSTİHBARATI TARAFINDAN SOBELENMESİ...
Oliver North, Türkiye'de terör saldırılarının artık eski yumuşak zemine neden olmadığına inananlardan. Yani etkisine fazla inanmıyor. Ancak Rusya bu konuda yumuşak zemine sahip. Çok ciddi şekilde İran operasyonundan önce Rusya, DEAŞ saldırılarına maruz kalacak. Bu da planda var! Bunu Rus istihbaratı da biliyor.
Ancak saldırıların gücü ve etkisinin nasıl olacağı Moskova için büyük bir muamma.
Çünkü terör saldırıları sadece Rusya'da karşılığının olduğuna inanılmakta.
NATO merkezlerinde hazırlanan DEAŞ saldırıları, Rusya'nın dış dünyadaki gücünü azaltmaya yönelik olacak. Başarılı olması için her türlü hazırlıkların yapıldığı söylenmekte. Saldırıyı hazırlayanlar "Rusya yüzölçümü bakımından süper devlettir, ancak güç bakımından zirveye çıkamadı, hiçbir zaman da çıkamayacak" felsefesiyle hareket etmekte.
Ancak Rusya'nın bölgedeki etkinliği asla yadsınamaz bir gerçek. Bu gücün azaltılması, Lockheed Martin, Northrop Grunnman, Raytheon, Rockwell Collins ve Boeing için yeni alanlar açacak.
Dikkatlice incelerseniz, bu silah şirketleri Rusya'nın etrafını çevrelemeye başladı.
Hem de sadece 2018 yılının ilk 6 ayında bu gerçekleşti. Trump'ın seyahatlerini ve sattığı silahları iyi incelemekte fayda var.
Şimdi bu gücün karşısında Rusya'nın nasıl bir misillemesi olur diye sorduğumuzda, tek seçenek Suriye gibi görünüyor.
Esad rejimini gönderen bir ABD, bir anda Suriye'de Türkiye ile müttefik haline gelebilir mi? Evet gelebilir! Esad'ın olmadığı bir Suriye'de Rusya'nın varlığını sürdürmesi çok zor. Türkiye'nin Suriye'de genişlemesinin önünü açan Rusya'ydı.
Destek verdiler. Şimdi o genişlemeyi daha da arttıran bir ABD var. Rusya bu konuda çok rahatsız. Çünkü ABD, Münbiç konusunda Rusya'ya, "Bu bölge asla Türkiye'ye verilmeyecek" demişti. Söz vermişti. Uçtu gitti...
Türkiye'nin bölgede güçlenmesi seçimlerden önce Rusya için bir şanstı, şimdi ise ABD için bir şans gibi. Dengeler devamlı oynuyor! Sağlam bir zemin yok. Değişken çok. Şu anda bölgede en kazançlı ülke tartışmasız Türkiye. Çünkü ANKARA Suriye'de en büyük güç olmaya doğru ilerliyor. Amerika ve Rusya'dan daha çok bölgede Türk bayrağı var.
Haziran başında yapılan bir incelemede, Suriye topraklarında tam 1340 noktada Türk bayrağının olduğu ortaya çıktı. Belki Türkiye'nin 81 ilinde ancak bu kadar Türk bayrağı görülebilir. Bunu söyleyenler de Amerikalılar ve Ruslar... Her şey her yerde değişebiliyor... Şimdi TÜRKİYE'nin gürül gürül geldiği bir dönem. Bölgede en güçlü ülke TÜRKİYE. DEVLET AKLI BUNU BİR GÜNDE YAPMADI AMA YAPTI... YABANCILAR DA Şimdi bunu daha iyi görmekte. Onlar da oyunlarını değiştirmekte... Bizsiz olmaz dedik.
Olmuyor da...
NOT: MUHARREM Bey'in yeni parti kurmaktan başka çaresi yok. Kemal Bey koltuğu bırakmaz, bırakamaz. Ekoller ayrı. Yazdım söyledim. Tabii bu yol zor bir yol. Ama başka da bir hamlesi bulunmuyor! Şimdilik. Bu arada için belki önemli gelişmeler olabilir. Yakında. İzleyelim bakalım...
