Darbeyi anlatmaya devam edelim. Özel olarak görevlendirilen ŞAHIS'la başlayalım. Anlamak için bilmemiz şart! Detaylara girelim.
Öyle NOKTALAR var ki en büyük gerçek! Ama bizler bilmiyoruz...
Hiç uzatmayalım!
Belki başka yerde duyma şansınız yok.
Ben de yazmaktan çok keyif almıyorum. Ama dedim ya bilmemiz lazım!
Şu anda ORDUDAKİGENERALLERİN YÜZDE 90'ına yakını PARALELDİR !
Bu bir sistemin sonucudur. NATO ile gelen konsept bunu doğurmuştur. 1970'lerde başlayan DALGA bugün tsunamiye dönmüştür.
Asker kendi içinde kimin ne olduğunu bilir. Bu nedenle kimse kimseye el sürmez. Süremez.
Genelkurmay Başkanı olsanız da çaresizsiniz! Elinizden bir şey gelmez!
Hikaye çok önce başladı. Hareket ya da Hizmet, başından beri ASKER odaklı yürüdü. Atılan ilk adımlar orduya sızmak üzerineydi. Bu nedenle PARMAKKADAR ÇOCUKLAR bulundu. 12-13- 14 yaşlarında özel yetiştirilmiş ABİ'lerle birebir eğitim verildi. Başlarda kadro DAR olduğu için her ABİ karşısındaki gence "Neden orduya girmek istemiyorsun?
Günün birinde rütbeli asker olsan, bir jeti kaldırmasan ve bir darbeyi önlesen, hükümetlerimizi korusan fena mı olur?" sorularıyla geliyordu! Özellikle manevi boşluğu bulunup işlenilen çocuklar bunun üzerine ABİ'lerin söylediklerini yapıyor ve orduya giriyordu. O çocukların hepsi şimdi general...
Bunu sadece ben biliyor değilim ha; yabancılar da bizimkiler de biliyor! SIR değil! Baştan beri ilk amaç askere adam sokmaktı. Girdiler. Fakat KURMAY kısımlarda sorun yaşandı. Oraya sızmak başka bir harekattı. Sonunda onu da başardılar. Bir yabancının asla ve kat'a giremeyeceği bir yere onlara çalışan çocuklar geliyordu. KURMAYLIK artık bunların elindeydi.
O da olmuştu! Şimdi konuşan bazı askerlere bakıyorum, gülüyorum. Paralelci olduklarını bildiğim halde SİYASET yapıyorlar! Şaşırmıyorum ama... Dedim ya gülüyorum... Yapılması gereken çok şey var, nasıl yapılır nasıl edilir bilmiyorum. Ama gerçek bizim bildiklerimizden daha büyük!
Gelelim 1 NUMARASI OLMAYANDARBE GİRİŞİMİNE!
Dışarıdaki ayağı yazdım. Şimdi içeriyi yazalım...
Darbeyi yöneten isim Ankara Akıncılar Hava Üssü'nde gözaltına alınıp serbest bırakılan Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Adil Öksüz'dü!
Öksüz, Pensilvanya'nın en güvendiği isimlerin başında gelirdi. 8 yıl baş başa DERS çalıştılar.
Pensilvanya, Öksüz'e çok ama çok güvenirdi!
Daha önceleri İsmail Büyükçelebi'de olan ASKERİYÖNETİM sonra Öksüz'e geçti...
Yapı ilginçti!
Her rütbeli asker bir ABİ tarafından kontrol edilirdi. BİREBİR yani! Her askerin bir KOD ismi vardı. Gerçek ismi kimseye lazım değildi, sorulmazdı, bilinmezdi... Her BİRE BİRYA PI bağımsız olarak ilerlerdi. Halkanın geldiği en son yer ise ADİL ÖKSÜZ'dü! O da Pensilvanya'ya bağlıydı. Ondan sonrasını siz düşünün...
Öksüz, Pensilvanya'nın bildiği hemen hemen her şeyi bilirdi. Tam anlamıyla bir KARA KUTU'ydu! Ama salıverildi ve ortadan kayboldu. Eğer yakalanıp konuşturulsaydı koca bir yapı çökecekti.
Darbe gecesi ne olduğunu bilmiyorum ama ÖKSÜZ büyük bir KORUMA kalkanı içine alındı ve kayboldu! Hava Üssü'ne "ARSA BAKMAYA gittim" diyen birini bırakıyorduk! ŞAKA GİBİ DEĞİL Mİ?
Ama Paralel'le mücadele son sürat sürüyordu! KOMİK! Hatta komik ötesi!
Bakıldığında görülecektir ki Adil Öksüz yeni yurt dışından geldi! Görevi aldı. Onun tanıdığı en üst rütbeli karşına geldi. Öksüz emri ona verdi, o da diğerlerine... KOD isimler üzerinden giden sistem bir anda AYAKLANDI. BİRE BİR giden sistem koca bir bütün oluverdi. Emri ADİL veriyor ancak uygulayanlar TÜRK ASKERİYDİ!
Öksüz geldikten sonra valilerle kaymakamlarla polislerle aklınıza kim geliyorsa toplantı yaptı. BİLEMEDİK!
Askeri kontrol eden bir ABİ ordusu vardı.
Bilmezdik. Hepsi buna bağlıydı. Kaçırdık.
Kaçırdılar!
Şu anda yakalanan ve yakalanmayan, bilinen ve bilinmeyen çok sayıda asker Pensilvanya ile doğrudan görüşüyordu.
Önemli isimler bunlar!
Ordudaki SOL'a karşı oluşturulan bir karşı tez'di! Zamanla karşıda TEZ bırakmayacak noktaya geldi. Rütbeliler de sık sık siyasilere "Efendim, Müslümançocukları almazsak SOL sizi de bizide bitirir! En azından darbelerdeyanınızda yer alacak asker olur" tezini satıyordu! Herkes de inanıyordu.
Pensilvanya oradan buraya DARBEiçin adamını yolluyordu, haberimizolmuyordu! Toplantılar yapılıyordu, PASgeçiliyordu! Aralarında iletişim aylarcasürüyor ama bilinmiyordu! Ordununönemli kısmı onlardaydı! Halk da onlarınkarşısındaydı. Zaten İÇ SAVAŞ ihtimaliburadan çıkıyordu! Acımasızlık ve vahşetinnedeni buydu! Sokaklara inen insanlarıkendilerinden görmüyorlardı. Küçükkenele geçirilen, orduya sokulan ve kendisine"Hocaefendimiz .....'la konuşuyor!"denilerek ROBOTLAŞTIRILAN çocuklarbomba atarken hiç düşünmüyordu bile...
Durum budur!
Kendi ellerimizle HİZMET'e verdiğimiz çocuklarla karşı karşıyayız! Devletin her yerindeler. Her ne kadar TASFİYE rüzgarı esse de bunlar hep ayaktalar. KOD ismiyle yaşayan birini ve küçücük bir HÜCRE ile ABİ ile hayata tutunan bir yapıyı çökertmek hiç kolay değil... Baştan beri HİZMET böyle yürüdü. İKİ KİŞİNİN BİLDİĞİSIR'dı!
Türk devleti bilerek isteyerek YOLverdiği YAPI ile şimdi büyük mücadeleiçinde! Destekçileri inanın çok! Kendileriniele verecek ipuçları bulmak çok amaçok zor! Her yerde herkesin yanındalar...
Bir ara KENDİ TARAFTARLARI daASKERİN YANINDA YER ALMAYI DÜŞÜNMÜŞLER! Sokakları daha da karıştırmak için!
Gördüğünüz gibi DÜŞMANAihtiyacımız yok. Biz bize yetiyoruz!
Darbe yapılacak, gelen belli, emir veren belli, salıveren mahkeme belli... Eğer Adil Öksüz alınsaydı ve konuşturulsaydı siz o zaman F-16'ları görecektiniz! Taş üstünde taş koymazlardı! Ne mahkeme kalırdı ne de hapishane!
Sonunda da emri kimin verdiğini bulamazdık... TABLO bu!
Bu nedenle hep "OMUZ OMUZAOLALIM" diyorum... Daha ne diyeyim...
En çok merek ettiğim ADİL ÖKSÜZ'ün AKINCILAR ÜSSÜ'nde verdiği talimatların ortaya çıkıp çıkmayacağı...
Çıkmayacak elbette ama bir çıksa TOMOGRAFİYİ görün!
Allah devletimizin, ülkemizin yardımcısı olsun!
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.
Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.
İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi
hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.
Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların
maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.