Telefon kapanınca ister istemez istikametimi değiştirdim. 30 dakika sonra dostumun yanındaydım. Her zamanki gibi formundaydı.
Giyinmesini çok iyi bilirdi. Zengindi. En önemlisi çok farklı düşünen bir Musevi'ydi...
Hepimizden çok ülkeyi sever, her şeye kafa yorardı. Şeytanın aklına gelmeyecek ayrıntıların peşinden gider, kesinlikle sonuca ulaşırdı...
Hafif tavırlı bir şekilde "Hayırdır ne oldu?" diye sordum...
"Sana yardımcı olmak istiyorum. Ne var bunda?" diye cevap verince sohbet sular gibi akıp gitti...
Daha önce yazdın. Ama senin yazdıkların da eksikti.
Belki millet bıktı ama 28 Şubat'tan söz edeceğim.
Siz öyle sanıyorsunuz. Üç askerin içeri alınması işin çözüldüğü anlamına gelmiyor.
Buna inanmayın...
28 Şubat bu ülkenin yaşadığı en büyük operasyondur. Bir kez bunu unutmayalım. Senin gibi bir iki kalem bu işin arkasında PARA olduğunu yazdı. Ama orada kaldı. Ne sen ne de bir başkası istikamet göstermedi...
Her şey bir günde olup bitmedi. Bunun hazırlık aşaması vardı. Kimse sabah uyandığında DARBE yapalım demedi.
Çiller 1994'te Başbakan iken çok önemli bir HATAYA imza attı. Bir işadamı olarak dünyanın hiçbir yerinde görmediğim bir GARANTİ SİSTEMİ getirdi.
Bankalardaki mevduata ve bankaların borcuna garanti getirdi. Dünyanın hiçbir ülkesinde bankadaki paraya devlet güvence vermez. Ama Çiller verdi. Tansu Hanım'ın eşi Özer Bey, İstanbul Bankası batarken oradaydı. Batan ilk Türk bankasının başındaydı...
Hayır. Kesinlikle... Ama İstanbul Bankası, HAS ailesinindi. Bilge Has işin patronuydu. Kızları ZEKİYE de Halit Cıngıllıoğlu'nun eşi oldu daha sonra... Halit Beyler de batan ya da batırılan DEMİRBANK'ın sahibiydi.
Anlayacağım şekilde konuşur musunuz?
İkimiz banka sahibiyiz. Siz benden KREDİ çekip cebinize atıyorsunuz. Ben de sizin sahibi olduğunuz bankadan kendi bankama KREDİ alıyorum.
Bankam batınca, yani devlet el koyunca, hem mevduat hem kredi borçlarım devlete geçiyor.
Aynen öyle. Ne hikmetse alınan krediler hep dışarıdaydı!
Çünkü işin tam ortasında IMF vardı. Yani ABD-İsrail ortak yapımı bir film vardı. IMF ne derse içerdekiler onu yaptı. Hem de eksiksiz.
Bilemem. Ama hata oradan başlıyor. 28 Şubat soruşturmaları yapılıyor.
Kimse bunu sormuyor.
PARAYI takip eden yok. Soruşturma yanlış ve eksik gidiyor...
Bilemem. Ben yasaya bakarım.
Soygunun temeli o yasayla çıktı.
Bu yasadan sonra iki önemli olay yaşandı. 25 Kasım 1995'te Nesim Malki, 29 Mart 1997'de de ünlü Yahudi işadamı Joseph Behar öldürüldü..
Bu iki isim ABD'de yaşayan önemli YAHUDİ isimlerin parasını kiralıyordu. Bu şekilde birkaç milyar dolar piyasaya sunulmuştu. İçeride Malki ve Behar'dan borç alan isim çoktu.
Birileri düğmeye bastı.
Sessiz koalisyon onay verdi.
Bütün borçlar silindi.
Operasyonun ikinci ayağı böylece tamamlandı...
Malki'ye borcu olan isimlerin üzerine gidilmedi. Basında yayınlanan o liste öylece ortada kaldı.
Elbette, ne sandınız... Malki ve Behar o kadar parayı nereden bulacaktı...
Paralar gidince BARONLAR ortalığı birbirine kattı. Ankara hop oturdu, hop kalktı. ABD ve IMF baskıya başladı. Tehdit üstüne tehdit yağdı.
Sonunda en başa dönüldü.
Bankaların üzeri çizildi. Devlet, BARONLARA "paranızı ödeyeceğiz" sözü vermişti. Çok geçmeden sözünü tuttu...
Dayanak da Çiller'in bilerek ya da bilmeyerek çıkardığı o yasaydı... Yüzde 100 güvence...
Bankalar bir bir battı. Paralar dışarıdaki ALACAKLILARA gitti. Hesap böyle kapandı.
Böylece içeridekiler de BARONLAR da kazandı. Tek kaybeden devlet ve millet oldu...
Zavallı Çevik Bir ABD'ye gidip oralarda iş tuttu. İsrail'in verdiği söze güvendi. Arkasında ABD ve İsrail'in olduğunu zannetti. Oysa Yahudi için önemli olan PARAYDI. Bunu bilmiyordu.
Buruşturulup kenara atıldı.
Diğerleri de öyle. Silah onlarda olduğu için kullanıldılar. Onlar ülkeyi TEHLİKEDEN kurtardıklarını sanırken PARALAR uçup gitti...
Bunu söyleyemem. Ama içeride olanlar tetiği çekip suçu üstlenenler. Karar başka yerde alındı... İsimleri söylesem tanırsın.
Ama gerek yok...
Buna ne diyorsunuz?
Bence benim söylediklerimi önce bir okusun. Hala aynı fikirde olduğunu duyarsak o vakit birkaç söz ederiz...
Bakın Erdoğan'ın Merkel'le yaptığı görüşme inanılmaz önemli. Oradaki kaynaklarım akıl almaz şeyler söyledi. Yakında PKK ve bölge tamamen değişecek. Bunu hep birlikte göreceğiz...
Olur mu! Sıra ülkenin kanını emen bazı kudretli ailelere gelecek... Şu an 28 Şubat soruşturması işin bir kısmı...
Turpun büyüğü heybede...