Avrupa Parlamentosu (AP) son rezil Türkiye kararındaki 2 küstah ve alçak madde özellikle dikkatlerinizi çekmiştir. 1) Türkiye, Akkuyu Nükleer Enerji Santrali Projesi'nden vazgeçmeli imiş. 2) Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, Avrupa "Türk diasporası" ile ilgilenmeyecekmiş!
Ne utanmaz adamlar bunlar. Ne haydut adamlar bunlar...
Akkuyu'nun durdurulması çağrısı yapmasına karşın Fransız- Japon ortaklığıyla yürütülen Sinop Nükleer Enerji Santrali ile ilgili bir değerlendirmede bulunmuyorlar. Neden? Sinop'ta Avrupa şirketi var, Fransız-Japon konsorsiyumu nükleer santrali inşa edecek; Akkuyu'yu ise Rusya. Akıllarınca, Türkiye-Rusya işbirliğine cephe alıyorlar. Siyasi küstahlık yapıyorlar. Ne rezil adamlar bunlar.
Santralin yapımına karar verilen bölge, güçlü depremlere eğilimliymiş. Tehlike, tüm Akdeniz bölgesine karşı bir tehdit içeriyormuş. Sevsinler, sizin sözde çevreciliğinizi.
Akkuyu'nun 9 şiddetindeki depreme dayanıklı inşa edildiğini çok iyi biliyorlar.
Fakat bu rezil adamların Avrupa'sı çok eski nükleer santraller işletmedeyken yeni jenerasyon santralimize karşı çıkıyorlar. Haydutlara sormak lazım...
Akkuyu'da Fransız, Alman ortaklığı olsaydı bu çağrı olur muydu? Asla...
Akkuyu'ya düştüler. Bu kuyuda boğulacakları günler yakındır.
DİASPORALARIMIZI ÇOK DEĞİL AZ KULLANIYORUZ:
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan çok akıllı bir iş yapıyor. Avrupa'daki Türk varlığının siyasi bilinç kazandırmak için uğraşıyor. Rezil Avrupa Parlamentosu ise Türk diasporasından rahatsızlık duyuyor.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın, Avrupalı Türkler'i demokratik talepler noktasında canlı tutuşu, Avrupa'daki pek çok liderin uykusunu kaçırıyor. Yıllarca ekonomilerinin canlanmasına yardımcı olan güzel insanlarımızın VATAN AŞKI ile ayağa kalkmasından, memleket sevgisini canla başla göstermesinden rahatsızlar. İki yüzlü demokratlıklarını yüzlerine vurmasından, Erdoğan geldiğinde yüz binlerin toplanmasından ürküyorlar. Türk diasporasını kullanıyormuşuz. Elbette, küresel liderimiz Erdoğan onlarla yürüyecek. Az bile kullanıyoruz. Erdoğan'ın uzun vadeli stratejileri, zihniyet devrimi "gurbetçi" anlayışını terk etmemizi sağlamıştır. Artık "Avrupalı Türkler" dönemi başlamıştır.
Avrupa'daki Türk diasporası, PKK, DHKP-C, FETÖ terör örgütlerini himaye eden Avrupa ülkelerinin iki yüzlücülüğünü çekinmeden ortaya koymaktadır. İstihbarat teşkilatlarının uykularını kaçırmaktan çekinmiyoruz.
Yıllarca, Ermeni, Rum, PKK, DHKP-C örgütlerini tepe tepe kullandılar. ASALA rezilliğine göz yumdular. Diplomatlarımızı katlederlerken, kıllarını kıpırdatmayan Avrupa'nın rezilliklerini ortaya koymak görevimizdir. Almanya, Türkiye'ye tavır koyacağına, cirit atan taşeron PKK militanlarına baksa iyi olur. Milyar dolar para toplamalarını engellese, adam olurlar. PKK'nın satın aldıkları silahların, kahraman Türk Mehmetçiği şehit etmesinden mutluluk duyan emperyalist Batı'yı lanetlemekte Türk diasporasına büyük görev düşmektedir.
Avrupa, Alevi yurttaşlarımızı "dini azınlık" olarak kabul ettirmeye çalışacak, Alevi-Sünni ayrılığını körükleyecek, Türk-Kürt bölünmezliğini teşvik edecek.
Türkiyemiz uyuyacak. Allah'tan Alevi ve Kürt kardeşlerimiz, bu ülkenin asli unsurları olduklarını belirterek oyuna gelmiyorlar. Almanya, Hollanda, Norveç utanmadan, 15 Temmuz'un CIA kuklası Fetullah'ın NATO'cu subaylarına oturma izni verecek. Türkiye susacak.
Cumhurbaşkanımız Avrupa'daki evlatlarımıza şefkat gösterince, akılları gidiyor. Moralleri bozuluyor. Ne alçak adamlar bunlar.
SONUÇ: Emperyalist Avrupa'nın cibilliyetlerini yüzyıllardır biliyoruz. Haçlı Avrupa, Müslüman kanı emmekten, aileleri parçalamaktan, masum insanları katletmekten, sömürmekten zevk alır. Ne güzel söylemiş milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar." ONLARIN MEDENİYETİ TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR. TÜRKİSLAM MEDENİYETİ YENİDEN BİR GÜNEŞ GİBİ DOĞUYOR.