Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. Tarihi yapan akıl, mantık, düşünüp karar vermenin de ötesinde daha çok duygulardır.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın duygularındaki coşkunluk da Aziz Milletimizin duygularından fışkırmaktadır.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın son 3 konuşması tarihe altın harflerle yazılan birer manifesto özellikli:
1) Türkiye'nin Yeni Güvenlik Konsepti Konferansı'nda, "Biz kabile, çadır devleti değiliz. Biz medeniyetler inşa etmiş bir devlet geleneğinin ta kendisiyiz" dedi.
2) İsrail televizyonu'na konuşurken, mazlumları ezen düşünceye isyan etti.
3) İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) konuşmasında, paramparça edilen İSLAM DÜNYASINA BİRLİKTE OLMAYI-BİRLİKTE DURUŞU hedef olarak gösterdi.
YENİ GÜVENLİK KOHSEPTİ KONFERANSI: Erdoğan manifestolarının ruh'unu muhakkak anlamalıyız: "Biz medeniyetler inşa etmiş bir devlet geleneğinin ta kendisiyiz. Ama bu geleneğin içinden geldiğini zanneden bazı gafiller, 15 Temmuz'u yapmışlardır. Bedelini ağır ödediler, ödemeye de devam edecekler.
Hâlâ bu gafletin içerisinde olanlar varsa, bence bir an önce kendilerine gelmeli ve gittikleri bu yanlış yoldan dönmelidirler. Biz, Cumhurbaşkanlığı forsunda ifadesini bulan devletlerin tarihi itibariyle, 2 bin 200 yılı aşkın bir devlet geleneğine sahibiz. Türkiye Cumhuriyeti, yapabileceğimiz tüm fedakârlıkların ardından elimizde kalanla kurduğumuz son devletimizdir.
Biz 22 milyon kilometrekarelik dünya ölçeğinde toprağı görmüş bir devletin varisleriyiz. Cumhuriyetin kuruluşunun biraz öncesinde yaklaşık 3 milyon kilometrekarelik topraklara sahiptik, düştük düştük 780 bin kilometrekareye geldik. PKK, FETÖ, DEAŞ ve diğer terör örgütlerinin asıl amacı, bizi, büyük fotoğraftan kopartıp, kendi içimize hapsetmektir. Bu örgütler, diğer güçlerin planlarını rahatça uygulayabilmelerini sağlamak üzere, Türkiye'yi iç meselelerine odaklamak için üzerimize salınmış birer araçtan ibarettir."
İSRAİL TV'Sİ: "Hamas bana göre bir terör örgütü değildir. Hamas bir dirilişin ortaya koyduğu siyasi harekettir.
Yahudi cemaati de acaba yaptıklarının bilincinde mi? Kalkıp Gazze'de, Filistin'de binlerce insanı öldüreceksin. (Şimon Peres'e) Dedim ki 'Siz insan öldürmeyi gayet iyi bilirsiniz.' Bunu Davos'ta söyledim. Şimdi bunu ben Peres'e söylerken herhalde bir şeyi yaşadığımız için söyledim. İsrail, Gazze'yi vurduğu zaman orada o yüzlerce, binlerce kişinin öldüğü anı benim unutmam mümkün değil. Ben Hitler'in yaptığını da tasvip etmem, İsrail'in yaptıklarını da tasvip etmem."
İSEDAK MANİFESTOSU: "Müslümanlar kardeştir ilahi düsturuna ram olan bizlerin bir hakikati tespit etmesi, buna göre hayatına istikamet çizmesi gerekiyor. Kardeşliğimiz ne kadarsa, Müslümanlığımız da o kadardır.
Kardeşi kardeşe bağlayan değerler sadece sevgi, ilgi ve muhabbet değil aynı zamanda bir haktır. İslam coğrafyası bir ilim, irfan ve medeniyet coğrafyasından bir zulüm ve mazlumiyet coğrafyasına dönüşüyorsa bunun en büyük sebebi kardeşlik ahlakı ve hukukunun ihlalidir, yok sayılmasıdır. Kimse, İslam'la terörü bir arada ifade edemez, terörü İslam'a bir sıfat olarak kullanamaz, buna kimsenin hakkı yoktur. Müslüman ülkelerin liderleri olarak bir araya gelerek tavrımızı, duruşumuzu sergilemeliyiz.
Siyasi irademizi etkin bir şekilde ortaya koymalıyız. Müslüman'a yakışan budur."
SONUÇ: Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın manifestolarında liderliğin sırrı şöyle tarif ediliyor: "Biz şuna inanmışız. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, her an ölecekmiş gibi ebedi aleme hazırlıklı olacağız.
Biz bu yola böyle çıktık. Lider eğer bir taşın, bir kayanın arkasına saklanırsa, toplum-millet dağın arkasına saklanır. Onun için lider her zaman dik duracak, önde olacak ki ona inanan milleti de onun arkasından yürüsün, dağın arkasına saklanmasın."