CHP'nin yeni genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan umut veren açıklamalar başladı derken, "derin CHP" yine devrede. CHP içine yerleşmiş ister "politbüro" deyin ister "derin CHP" bu ülkenin önünü açmamaya kararlı.
12 Eylül referandumu öncesini özleyen bir açıklama yapmak, Başsavcıya ne kazandıracak? Nedir bu ani çıkış?
Türkiye'de değişimin önüne dikilmiş olan duvarlar yıkılmaya başlıyor.
Yargının içinde, idarenin içinde odaklanmış statüko fena halde direniyor değişim sürecine.
Yüksek Yargı, sanki statükonun son savunma hattı gibi davranıyor.
Referandum öncesini hatırlayın, "Olmaz", "Yapamazsanız", "Anayasa Mahkemesi engeller" dediler, anayasa değişikliklerine karşı çıktılar.
Ne oldu? Yüzde 58 ile milletimiz yolu açtı.
Engelleme yine başladı.
Bu engellerin önünü açmak zor mu? Hayır, sekiz ay sonra genel seçim var, milletimiz, orada son engelleri kaldırırsa ne yapacak sınız? Bu direnmenin süresi belli.
Sekiz ay... Denizler dalgalanmadan durulmaz.
* * *
Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal'ın önemli bir açıklaması oldu: "Savcılık isterde babamın mezarı açılabilir. Ben buna evet derim. Son kararı annem verecek."
Semra Özal'ın, mezarın açılmasına ne dediğini öğrenmek için Ahmet Özal'ı aradım. Kuzey Irak'ta bulunduğunu söylediler.
Savcılığın mezarın açılma kararı vermesi halinde, Semra Özal'ın da buna müsade edeceği söyleniyor.
Bu arada Ahmet Özal'ın yakınları, siyaset için Ahmet Özal'ın kuzey Irak'taki inşaat işinden çekilmeyi düşündüğünü de aktardılar.
Geçen ay, Kuzey Irak'taki Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin daveti üzerine Semra Özal ve Ahmet Özal, Erbil'e gitmişti.
Ahmet Özal, "Barzani, babam Turgut Özal'ın hatırına iş yapmayı teklif etti ve 1.000 konutluk iş verdi. 40 bin dolara maledeceğimiz her konut için Kuzey Irak yönetimi 50 bin dolar verecek" açıklamasını yapmıştı Ahmet Özal ortakları Mustafa Dinçal ve İlhami Aktürk'le Erbil'in Kes Nezam Bölgesi'nde 1.000 konutun inşaatına başladığı.
Konut ve villaların 2011 yılında teslim edileceği söylendi.
* * *
Bir yazımızda, Türkiye ile İsrail'in, doğu Akdeniz'de kafa kafaya geldiğini, enerji mücadelesinin sinyallerini gündeme getirmiştik.
Ve Türkiye yeni hamlesine başladı.
Kıbrıs'ın etrafında ve münhasır alanda petrol arama yapılması için çalışma başlattı. Mersin ile Kıbrıs arasındaki münhasır saha içinde yaklaşık 288 bin kilometrekareyi kapsayan plan yapıldı. Türk Ekonomisinin beklenmedik bir şekilde büyümesi ve Türkiye'nin küresel siyasi etkinliğinin artması, AB'nin uzun vadeli hesaplarını da fena halde bozmuşa benziyor.
Avrupa Parlamentosu, KKTC ile AB arasında başlatılması öngörülen "Doğrudan Ticaret Tüzüğü"nün "yasal zemininin olmadığına" karar vermesi de anlamlı bulundu.
Bundan sonra ne olacak?
Tüzüğün AP'de reddedilmesi, Türk limanlarının Rum gemi ve uçaklarına açılması konusunu da "rafa kaldırmış" oldu.
Türkiye limanların ancak doğrudan ticaretin başlatılması halinde Rumlar'a açılabileceğini duyurmuştu. Peki, AB İlerleme Raporu 9 Kasım'da yayınlanacak.
Ne diyecekler orada? "KKTC limanlarını hemen Rumlar'a açın." AB oyunları bozuluyor.