Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 28 Mayıs 2022

Akşener’in derdi!..

Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti düşmanlığı dışında bariz bir vasfı bulunmayan, dolayısıyla varlık sebebi zihinlerde hala netleşmemiş İyi Parti'nin Genel Başkanı, Sultan II. Abdülhamid ile ilgili sözleriyle cehaletini bir kez daha izhar eyledi.

Kısa bir süre önce, iktidara gelirlerse Afet İnan'ın 'Medeni Bilgiler' kitabını ders kitabı olarak okutacaklarını söyleyen Meral Akşener'in, 1930'lu yıllarda CHP tarafından hazırlatılan ve milletimizin inancına yönelik hakaretlerle dolu bu kitap hakkında bilgi sahibi olup olmadığı, tartışılmıştı.

Kendisine destek olmaya ikna edilen muhafazakar bir kesimi çantada keklik kabul eden Akşener, Sultan II. Abdülhamit ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan arasında kurmaya çalıştığı benzerliklerle, çıtayı yükseltti.

Tabanını genişletmeye çabalayan İP Genel Başkanı'nın, mevcudu kaybetmekten korkmadığı, net. Ancak, cumhurbaşkanlığı seçiminde partisinin epey altında oy almış olmasının tabanın bir uyarısı olduğu da söylenebilir.

Akşener'in Sultan II. Abdülhamid ile ilgili sözleri şöyle: "Abdülhamid Han Osmanlı padişahı. O günün şartlarında oluşan demokrasi rüzgârlarının yansıması var. O tavır karşısında bir davranış biçimi var. Hürriyet ve İtilaf da var İttihat ve Terakki Cemiyeti de var. Bu bir istibdat sistemine karşı, istibdat rejimine karşı tekleşmeye tek adamlığa doğru giden bir sisteme karşı başkaldırıdır. Buranın öznesi eğer Abdülhamid ise bugünün öznesi Recep Tayyip Erdoğan'dır..."

Osmanlı Devleti'ni çökertme sürecindeki olayları demokrasi rüzgarları, istibdat, tek adamlık ve benzeri sözlerle meşrulaştırmaya çalışmak, söyleyenin cehaleti yanında kötü niyetli olduğunun da göstergesi.

Koskoca devleti yıkan gelişmelere alkış tutup, bugün de Türkiye'nin ayakları üzerinde durmasına karşı çıkanların ve tabii Akşener'in, bugün ülkemizi teslim almaya çalışanlarla ne tür bir bağlantıları olduğu araştırılmaya değer…

Sultan Abdülhamid ile ilgili birçok değerlendirme vardır. Bir düşman, Osmanlı'nın çöküşünde ciddi rol sahibi olan meşhur Mark Skyes, şunları söylüyor mesela:

"II. Abdülhamid'in düşüşü bir despotun veya tiranın değil, fakat bir halkın, bir fikrin düşüşü idi. Sultan halkına halkı da ona bir şeyler ifade ediyordu, iyi veya kötü o sadece bir sistem değil, fakat bir hayat tarzı, bir tasarı, bir fikir, bir gelenek, bir inanç ve bir devamlılık gösteriyordu…

Teokrasi, imparatorluk haysiyeti ve geleneğin yerini dinsizlik, jakobenizm, materyalizm ve aşırı serbestlik aldı. Eski düzen ile saray, onun hafiye ve entrikaları, terörizmi ve gizliliği gitti. Yeni düzenle gizli cemiyetler, localar, kardeşlik yeminleri, harp divanları, suikastlar ve yabancı karanlık siyaset geldi..." (M. Skyes, The Caliph's Last Heritage, London, 1915. Prof. Dr. Tuncer Baykara'dan alıntı.)

M. Skyes yaptıklarının nelere sebebiyet verdiğini aktarırken; Akşener ne için gayret ettiklerini anlatıyor. Anlayana…