Yapıları gereği yerli ve milli olamayan ve milletimizin değerleri ile kavgalı olanların, evrensel değerleri de kirletmeye çalışmaları, ibretlik.
Demokrasi, insan hakları, ifade ve basın hürriyeti gibi kavramları ağızlarından düşürmeyenlerin, evrensel kavramlara kendi keyiflerine göre anlam kazandırma gayreti dur durak bilmiyor.
Sivil İtaatsizlik kavramı da, kendi dediklerinin olmasını demokrasi, kafalarına esen her şeyi söyleyip yapabilmeyi ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirmeye meyyal bu güruhun kirletme girişimlerinden nasibini aldı.
Kılıçdaroğlu'nun, yapılan zamlar geri alınana kadar elektrik faturalarını ödemeyeceği açıklamasının 'sivil itaatsizlik' olarak pazarlanması, geçmişte Mahatma Gandi'ye benzetilmesini hatırlatıyor.
Ancak, Gandi'ye benzetildikten sonra 'Çakma Gandi' olarak anılmaya başlanmıştı Kılıçdaroğlu. Elektrik faturalarını ödemeyeceği açıklamasının 'sivil itaatsizlik' olarak yutturulmaya çalışılması da akla 'çakma sivil itaatsizlik' kavramını getiriyor.
Fikir babalığı ABD'li yazar Henry David Thoreau'ya ait olan ve özellikle Mahatma Gandi, Rosa Parks ve Martin Luther King'in uygulamaları ile hatırlanan Sivil İtaatsizlik ile elektrik faturalarını ödememe arasında herhangi bir bağlantı bulabilmek imkansız.
'Yönetimin uyguladığı yasaların özüne uyarak yasalara riayet etmeme, karşı koyma' anlamına gelen Sivil İtaatsizliğin en başarılı uygulamalarından birisi Gandi'nin1930'daki meşhur Tuz Yürüyüşü idi.
İngiliz yönetiminin tuza getirdiği vergiyi ödememek için kendi tuzunu temin etmeyi hedefleyen 400 kilometrelik bir yürüyüş yapan Gandi'nin bu girişimi, Hindistan'ın bağımsızlığına giden yolu açan eylemlerden birisiydi.
Kılıçdaroğlu'na, elektrik fiyatları ile ilgili yapılacak sivil itaatsizlik eylemi olarak fatura ödememek değil, elektrik kullanmamak ya da alternatif yollar bulması önerilebilir.
Kaldı ki ülkenin ana muhalefet lideri olarak yapabileceği başka şeyler de vardır. Salgın sebebiyle dünya kömür fiyatlarında 5 kat ve doğalgaz fiyatlarında 10 kat yükseliş olduğunu unutmadan tabii...
Elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 40'ının üretildiği doğalgaz ve ithal kömürün ağırlığının düşmesi için formüller geliştirebilir, Kılıçdaroğlu. Elektrik fiyatlarının düşmesine, çevresinin barajlara, HES'lere, nükleere, rüzgar ve güneş enerjisine yönelik anlamsız karşı çıkışlarını bitirerek katkıda bulunabilir, mesela…
Elektrik üretiminde kendi kendimize yetemeyişimizin sebeplerinden birisi de, başını CHP'nin çektiği zihniyetin bu konudaki girişimleri durdurmak için yaptıklarıdır.
Barajlar, HES'ler yanında rüzgar, güneş ve nükleer santralleri engellemek için ellerinden geleni yapanların elektrik fiyatlarından şikayet etmeleri, en azından iki yüzlülüktür…
