Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 17 Ekim 2021

Pahalılık edebiyatı…

Yarısına kadar dolu su ile dolu olan bardağı boş göstermeye çalışmanın bile bir mantığı bulunabilir. Ama nerdeyse doluya yakın hatta dolu bardağı bile boş göstermeye çalışanlar, düşündürücü.

Covid-19'un aslında biyolojik bir savaş olduğu ve benzeri komplo teorileri bir kenara, kimsenin talep etmediği bir salgın bütün dünya gibi Türkiye'yi de etkiledi.

Tam da 2018'de ABD'nin başlattığı ekonomik saldırılara karşı koymaya çalışırken maruz kaldığımız salgın sırasında, hakikaten çok iyi bir mücadele verdik ve veriyoruz.

Kim ne derse desin, gerek açık ekonomik saldırılara ve gerekse salgına parlamenter sistemle ve hele de bir koalisyon tarafından yönetilirken maruz kalsa idik, durumumuz çok daha kötü olabilirdi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde hızlıca alınan kararların anında uygulanmaya koyulması, sadece ekonomi ve salgınla ilgili değil, başka alandarda da hepimizin lehine oldu.

Birilerinin ısrarla karşı çıktıkları sağlık reformları, ülkemizi yoğun bakım taleplerine cevap verme hususunda ön sıralara taşıdı, mesela. Unutmamak gerekir ki, salgının başlangıcında 'gelişmiş' Avrupa'daki bazı ülkeler sadece yoğun bakım değil normal yatak taleplerine bile cevap veremedi.

Dolu bardağı bili boş gösterme gayretindekilerin, hükümeti suçlamak için ağırlık verdikleri konulardan birisi pahalılık.

Siyasi fayda beklentisi ile pahalılık edebiyatı yapanlar, fiyatlarla ilgili gelişmelerin normal seyri ile ilgilenmedikleri gibi, yükselişleri de katlayarak aktarmaya çabalıyorlar. Mesela, herhangi bir üründe tarla hasadının bitip sera döneminin başlamış olması, onları ilgilendirmiyor. Tabii sel, yangın ya da kuraklık çeşitli sebeplerle üretimin azalması da umurlarında değil.

Normalde oransal olarak vermeleri gereken artışları 'kat', hatta birkaç kat ölçüsü ile vermeye çalışmaları, yalanda sınır tanımamaları ile ilgili. Herhangi bir mal ve hizmetteki yüzde 10 ya da 20'lik fiyat artışının, yüzde 40 ya da 50 olduğunu iddia etmeleri de katlama alışkanlıklarından kaynaklanıyor.

Elektrik, doğalgaz ve akaryakıt fiyatlarını hükümetin sübvanse ettiğini ve bu ürünlerdeki fiyat artışlarını vatandaşa en az şekilde yansıttığını söylemek işine gelmiyor bu güruhun. Bu sebeple uluslararası piyasalarda çok daha fazla yükselişler olduğu halde bu ürünlerdeki yüzde 10-20 arasındaki fiyat artışını yüzde 40-50 olarak yutturmaya çalışıyorlar…

Enerji konusundaki başarılı çalışmaları sebebiyle, hükümetin enerjini temini ve fiyatında sağladığı ciddi avantajlar, bu güruhun moral bozukluğunun sebeplerinden

Demem o ki, fiyatları çok daha yüksek göstermeye çalışanları bir kenara bırakıp fiyatlardaki gelişmeleri bizzat kendimiz izleyelim. Çevremizdekilere de böyle yapmalarını söylemeyi unutmayalım tabii...