Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 16 Ekim 2020

AYM Kararı ve ‘Devlet Sırrı’…

Anayasa Mahkemesi sayesinde yeni bir problemimiz daha oldu!..

Mahkeme, "Devletin güvenliği bakımından gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak" suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası alan ve geçtiğimiz 4 Haziran'da milletvekilliği sona erdirilen Enis Berberoğlu'nun siyasi ve kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle yeniden yargılanmasına karar verdi.

AYM kararını, Berberoğlu'nun beraati olarak yorumlayıp milletvekilliğine geri döndürülmesi gerektiğini söyleyenler, umutlu idiler. Ancak, Berberoğlu'nu yargılayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, 'yeniden yargılamaya gerek olmadığı' şeklindeki yeni kararı, işleri karıştırdı.

AYM'nin hak ihlali tespiti halinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılacaklarla ilgili hüküm verebileceği belirtilen 14. Ağır Ceza Mahkemesi kararında, 'yerindelik denetimi yapılacak şekilde yeniden yargılama ve hemen durma kararının, 14. Ağır Ceza'nın görev ve yetki alanına müdahale olduğu' vurgulandı.

Üyelerden Engin Yıldırım'ın, tartışmaları alevlendiren ve AYM'ye üye olabilecek kıratta olmadığını da ispatlayan darbe imalı mesajı da, istifası ya da görevden alınması beklentilerini tetikledi.

Oldukça teknik ve ancak hukuk uzmanlarının içinden çıkabileceği bir konu olsa da, son merci olmasının da rahatlığı ile Anayasa Mahkemesi'nin kendisine biçilen sınırları zorladığı bir durumla karşı karşıya olduğumuz açık.

AYM kararında, "Siyasi ve askeri casusluk maksadıyla devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak" suçundan mahkum olan Enis Berberoğlu'nun ilgili suçu işleyip işlemediğine, hiç değinilmemiş. Bu, konunun en dikkat çekici ve biz sıradan insanları en çok ilgilendiren tarafı oysa.

İngilizin verdiği ders!..

Halen kaçak olan ve son olarak hakkında casusluk ve FETÖ'ye yardımdan 30 yıl ceza talebiyle dava açılan Can Dündar'ın ihanetini bile normal kabul edenler, ilgili dosyayı yayınlaması için Dündar'a servis eden Enis Berberoğlu'nun yaptığının suç olmadığını da iddia ediyorlar, malum…

Ancak, ihanetini maddiyata tahvil etmek maksadıyla yazdığı kitapta Berberoğlu'nu ihbar eden ve şu anda Almanların kucağında 'el bebek gül bebek' yaşayan Can Dündar'ın BBC Hard Talk programında aldığı 'devlet sırrı' dersini hatırlatmak, birçok şeyi daha iyi anlayabilmek için yeterli.

Malum, Türkiye'nin yasal olmayan bir şey yaparak buna "devlet sırrı" adını verdiğini söyleyen Dündar'a, "Ama bu açıkça bir devlet sırrıydı. Gizli bir operasyondu ve bunu kimsenin bilmemesi gerekiyordu. Gizli operasyonların amacı budur." diyen sunucu Stephen Sackur, Dündar: "Bu yalnızca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sırrıydı." dediğinde de şunları söylüyordu:

"Kendinizi farklı bir ülkede yaşayan bir gazetecinin yerine koyun. Dürüst olmak gerekirse, eğer bir İngiliz gazeteci İngiltere'de ordu istihbaratının ilişkilerinin derinine inmeye çalışsaydı veya aynı şekilde Amerika'da çok ciddi sorunlarla karşılaşırdı. Bizde de Devlet Sırları Kanun Maddesi mevcut sonuçta."

Sackur'un, MİT tırları davasını bir "tehlike" olarak gördüğünü ve buna karşı kamuyu bilgilendirmenin görevi olduğunu iddia eden Dündar'a son darbesi de, "Türk ordusu personelini riske atmak gibi durumları göz önünde bulundurmak da sizin sorumluluğunuz." sözleriydi.

Berberoğlu'nun ihlal edilen hakları ile ilgili hassasiyetin birazını olsun ihlal edilen devlet sırları konusunda da gösterilmesini beklerdik...

AYM Türk halkı adına karar veriyorsa, bunu da hesaba katmalıydı çünkü…