Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 12 Aralık 2018

Cici çocuklar…

Kimi 'hata' olarak değerlendirip, 'böyle bir hatanın işlendiğine inanamadığını' söylerken, kimi de demokrasiden, özgürlüklerden bahis açarak 'kabul edilemez' bulduğunu söylemiş…

Konu, Gezi Parkı eylemlerine ilişkin soruşturmada Memet Ali Alabora ve Can Dündar ile ilgili 'tutuklamaya yönelik yakalama' kararları.

Bu kişilerin işledikleri iddia edilen şeylerin suç olduğu zaten kabul edilemezmiş ve kendilerine izafe edilen suçları işlemiş de olamazlarmış. Çünkü onlar 'cici' çocuklarmış…

Cici çocukların işledikleri iddia edilen suçlar, öyle böyle şeyler değil. Birininki 'casusluk', diğerininki ise 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'.

Can Dündar, MİT Tırları ile ilgili olarak yargılandığı davada 'devletin gizli belgelerini ifşa etmek' suçundan beş yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılmış ve dava sürecinde yurtdışına kaçmıştı. Yargıtay bu kararı bozarak, Can Dündar'ın 'gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla temin etmek' suçundan yargılanması gerektiğine karar verdi. Hemen belirtelim bu suçla ilgili ceza aralığı 15 ila 20 yıl arasında.

'Cici çocuk' Can Dündar'a izafe edilen ve kaçtığı için kabullenmiş olduğunu söyleyebileceğimiz suç 'casusluk' ve yargılanmak üzere tutuklama kararıyla aranıyor. Dündar'la ilgili ikinci tutuklama kararının sebebi de, Gezi Parkı olaylarında etkin rol alması.

İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararında 'etkin rol' şöyle açıklanmış: "Söz konusu eylemlerde insanları galeyana getirme ve yönlendirme yanında terör örgütü mensuplarının olayları engellemeye çalışan kolluk kuvvetlerine yönelik direncini artırmaya çalışmak ve organizasyon içerisinde kendisine verilen etki ajanlığı görev ve faaliyetini yürütmek."

Kaos ve kargaşa…

Başsavcılığın Gezi Olayları ile ilgili iddianamesindeki şu satırlar da, o günlerde neler yaşandığının özeti:

"Gezi Parkı'ndaki bazı ağaçların 27 Mayıs 2013'te başka yere nakledilme bahanesiyle başlatılan protesto eylemleri, provokasyonlarla birlikte ülke çapında olaylara ve şiddet içerikle eylemlere dönüşmüştür. Gösteriler sırasında çok sayıda emniyet görevlisi ve vatandaşımız yaralanmış ve hayatını kaybetmiş, kamu mallarıyla özel tüzel-kişilerin malları ciddi oranda zarar görmüş ve birçok şiddet eylemi meydana gelmiştir."

Gezi Parkı olayları ile ilgili olarak Memet Ali Alabora'ya yönelik suçlamalar, çok daha ciddi: "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek."

Alabora'nın 2011'de bir videoda 'Ayaklan İstanbul' ifadelerini kullanması nedeniyle Gezi'nin 2011'de planlanmaya başlandığı vurgulanan iddianamede, 2012'de Alabora'nın oynadığı ve bir ülke liderine karşı ayaklanmanın anlatıldığı 'Mi Minör' adlı oyunun da bunun bir kanıtı olduğu öne sürülüyor.

Casusluk yanında bir de Gezi Parkı olayları için aranmaya başlanan Can Dündar, bilindiği gibi Almanya merkez olmak üzere yurt dışında dolaşıyor. 2014'de İngiltere'ye sığınan Memet Alabora da artık buranın vatandaşı olarak İngiltere'de yaşıyor.

'Gelişigüzel ortaya çıkmadığı, bir organizasyon dahilinde, sistemli ve planlı olarak yürütüldüğü, masum protesto gösterileri şeklinde lanse edilmesine rağmen asıl amacın kaos ve kargaşa ortamı meydana getirme olduğu' ifade edilen Gezi Parkı olaylarının nihai amacı ile ilgili değerlendirme de şöyle:

"Ülkede şiddet eylemlerini marjinal gruplar ve terör örgütlerini kanalize etmek suretiyle tüm ülke geneline yayıp, kaos ve kargaşa yaratarak mevcut hükümeti işlevsiz hale getirmek."

Birilerinin 'cici çocuklar' dediği kişilerin marifetleri bunlar işte…