Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 27 Nisan 2018

‘Tehcire giden yol’…

27 Eylül 1914'te, yani Osmanlı'nın Birinci Cihan Savaşı'na girişine bir ay kala, Bitlis Valisi Mustafa'nın Dahiliye Nezareti'ne (içişleri bakanlığı) gönderdiği uzun telgrafta özetle şunlar yazmaktadır:

"Güvenilir kaynaklardan elde edilen istihbarata göre: Ermeni ileri gelenleri; savaş ilan edilirse Ordudaki Ermenilerin silahlarıyla düşman tarafına geçmeleri, ordumuz ilerlerse devlete itaate devam etmeleri, eğer geri çekilecek olursa silahlanıp, çete halinde birliklerimizin geçişini güçleştirmeleri kararı alarak, Erzurum ile Muş arasındaki Ermeni köylere tebliğ ve telkin etmişlerdir."

29 Eylül'de Dahiliye Nezareti'nin Van, Bitlis, Mamuretülaziz, Diyarbakır ve Sivas vilayetlerine gönderdiği telgrafta ise:

"Rusların, Kafkasya'daki Ermeniler vasıtasıyla Ermenileri, Osmanlı'dan ele geçirecekleri yerleri kendilerine vererek bağımsızlık sağlayacakları vaadiyle kışkırttığı, köylü kıyafetiyle birçok kişi göndererek Ermeni köylerinde çeteler kurma teşebbüsünde bulundukları…" bilgisi vardır.

Cihan Savaşı başladıktan sonra 15 Aralık 1914'te Van Vali Vekili Cevdet'in, Dahiliye Vekaleti'ne çektiği telgrafta: "Saray kasabasından çekilen düşmanın işgal ettiği köylerdeki ahaliye vahşice davrandığı, köylerden yalnızca birinde elli beş şehit görüldüğü, malların yağma edilip evlerin yakıldığı, bu vahşi olaylara öncülük edenler arasında Van'dan firar edip düşmana katılan Ermeniler olduğu…" bilgisi vardır…

Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti'nin Edirne, Erzurum, Adana, Ankara, Aydın, Bitlis, Halep, Hüdavendigâr, Diyarbakır, Sivas, Trabzon, Mamuretülaziz, Van Vilâyetlerine; Urfa, İzmit, Bolu, Canik, Karesi, Kayseri, Karahisâr-ı Sahib Mutasarrıflıklarına gönderdiği 28 şubat 1914 tarihli telgrafın özeti şöyle:

"Bitlis, Halep ve Dörtyol 'da Ermenilerin askerlere saldırması, Kayseri'de bombalar ele geçirilmesi, ele geçen şifreli muhabere evrakı düşmanlarımız tarafından bir ihtilal teşebbüsü hazırlanmakta olduğunu gösterdiğinden her ihtimale karşı gerekli tedbirlerin alınması..."

İHTİLALE NİYET…

Van Valisi Cevdet'in 21 Nisan 1914 tarihli telgrafı, durumun iyice vahim hale geldiğinin göstergesidir:

"Sur ve Kaledibi Ermeni mahallelerinde yüzlerce ihtilalcinin kaleyi ele geçirmeye çalıştıkları, askerimizden zayiat olduğu; isyancıların Müslüman evleri ile Düyun-ı Umumiye, Posta, Reji ve Osmanlı Bankası dairelerini yaktıkları..."

Aynı kişi 23 Nisan 1914 tarihli telgrafında, "Van Kalesi 'ni ele geçirmek için Ermeni komitesince seçilen ve evlerine siperler yapan yedi yüz kadar Ermeni asinin kasabayı ateşe vererek direndiklerini" bildirmektedir…

Bütün bunlar, Tehcir Kararı'nın alındığı 24 Nisan 1915 öncesinde olup bitenlerden bazıları.

Yaşananların soykırım olduğunu iddia eden bir kısım Ermeninin umurunda olmayabilir. Ama meseleye naif yaklaşanların Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nün 'Arşiv Belgelerine Göre Tehcire Giden Yol' kitabını okumalarında fayda var…(https://www.devletarsivleri.gov.tr/assets/content/Yayinlar/osmanli-arsivi-yayinlar/142_tehcire_giden_yol.pdf)

1950'li yıllarda Cezayir'de katlettikleri 1.5 milyon kişiyi 'tarihçilerin araştırmasını' isteyip, 'dedelerimin yaptıklarının hesabını bana sormayın' diyen yöneticilere sahip Fransa, Türkiye'ye yönelik Ermeni iddialarının en ciddi destekçisi…

Tehcir'e nasıl gelindiğini konuşmak bile istemeyen bir kısım Ermeni ve destekçilerinin gazıyla ecdadı suçlayanlar, Fransa'dan ders alabilseler keşke…

Bazı Ermenilerin, '1915'te bağımsızlığa kavuşamadığımız için sizinle uğraşıyoruz' demesini bekliyorlarsa, boşuna…