Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 17 Kasım 2017

Kullanışlı olmak...

DEAŞ'ı en önemli düşmanlarından birisi olarak ilan eden ABD'nin, örgütün Rakka'daki mensuplarını PKK/PYD yardımıyla güvenli bir şekilde tahliye etmesi ile ilgili görüntüler, sıklıkla altı çizilen bir gerçeğin bir kez daha ispatlanması oldu. ABD'li askeri bir yetkilinin 'potansiyel terörist' olarak vasıflandırdığı, Rakka'yı güvenlik bir şekilde terk etmelerine aracı olunan 300 DEAŞ mensubunun nereye gitmiş olabileceği merak ediliyor şimdi. Bilinen tek şey, bundan sonraki süreçte kullanılabilecekleri yeni bir yere gitmiş oldukları...
Yeni götürüldükleri yerde de büyük ihtimalle PKK/YPG ile çatıştıkları ileri sürülecek, hatta güya bunu gösteren bazı görüntüler servis edilecektir.
Netice olarak 'terk et!' denildiğinde orayı da bırakıp, yeni bir yere gidecekler veya geçtiğimiz günlerde olduğu gibi götürüleceklerdir. PKK/ YPG'nin oldukça kullanışlı olduğu konusunda kimsenin itirazı olmasa da DEAŞ'ın da ABD'nin ihtiyaç duyduğu operasyonlar için benzer şekillerde kullanıldığı tezi, pek alıcı bulmuyordu. Ancak BBC kameralarınca tespit edilen görüntüler, her şeyi izah ediyor.
Sonradan DEAŞ ismiyle anılacak IŞİD'in ortaya çıkışı ve yayılması ile ilgili olarak nerdeyse ciltlerce kitap yazıldı. Bölgenin altüst edilişine bir tepki olarak doğduğu ve kısa sürede bitirilemeyeceği ileri sürülen örgütün, ideolojik olarak beklenmedik şekillerde davrandığına şahit olduk hep.
Ortadoğu'da ve belirtilen sebeplerle ortaya çıkacak bir örgütün ilk hedefi olması beklenen İsrail, DEAŞ'ın gündemine hiç gelmedi adeta. Hatta, 'İsrailliler ancak İslam'a girmeleri halinde hedef alınırlar' şeklinde espriler bile yapıldı. 2014'ün sonlarında Kobani'yi kuşatan örgütün, koalisyon güçlerinin haftalarca süren bombardımanına rağmen oradan sökülüp atılamaması, yeteri kadar şaşırtıcı ve bir ölçüde uyarıcıydı.
ABD uçaklardan atılan 250 bin dolarlık füzelerle 10 bin dolarlık ciplerin imha edildiği şakaları yayıldı o aralar.

FİGÜRANLAR...
Şimdilerde ABD'nin bölgedeki kara gücü görevi gördüğü ve göreceği söylenen PYD/YPG'nin, Kobani kuşatması sırasında ayyuka çıkan yardım çığlıkları da belli ki senaryonun bölümlerinden birisiydi.
O zamanlar küçük bir kasabaya hakim olamayanların, şimdi Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyine talip olmaları, herhalde aynı senaryonun sona yakın bölümleri olsa gerek... Giremez diye düşünülen bazı yerlere bazen tek mermi sıkmadan giren DEAŞ'ın, çıkmaz dediği yerlerden yine tek mermi atmadan, güya çatıştığı söylenen PYD/YPG ile koordineli bir şekilde çıktığına şahit olduk.
Bazı bölgelere doğru harekete geçtiği sırada telaşlanan birilerinin, başka bazı bölgelere gidişi sırasında rahatladıklarına da... Türkiye'nin, bölgeyi karıştırmak üzere oluşturulmuş DEAŞ'a destek olduğu iddiasını yaymaya gayret eden bazı sözüm ona medya organları hepimizce malum.
Bunlar, ABD'nin PYD/YPG ile olduğu gibi DEAŞ ile de nasıl al takke ver külah olduğunu, görmezden geliyorlar şimdi. Çünkü tıpkı adı geçen terör örgütleri gibi, ilgili yayın organları da çok kullanışlı...
O kadar kullanışlıdırlar ki, kendi ülkeleri aleyhine şeffaflık, gazetecilik, ifade özgürlüğü, demokratik hak ve benzeri birtakım iddialarla, casusluk bile yaparlar... Ancak bölgede aslında nelerin olup bittiğini çok iyi izah eden görüntüler söz konusu olduğunda, nedense arkalarını dönerler.
Kullanışlı olmaktan başka özellikleri olmayanların beklentilerinin ne olduğu meçhul. Ancak, Sahiplerinin menfaati için koşanlarla, kendi canı için koşanlar arasındaki mücadelenin netice olarak varacağı nokta bellidir...