Başbakan Yardımcısı Ali Babacan bu uygulamanın bir yeniden yapılandırma olduğunu, af olmadığını açıkça söyledi. Aslında burada dikkat etmemiz gereken 2 nokta var. Birincisi bu yeniden yapılandırma yalnızca vergi borçlarına dönük değil; devlete olan tüm borçlar yeniden yapılandırılacak. Elektrik, su, emlak vergisi gibi borçlar da bu kapsamda. İkincisi borçlar olduğu gibi duruyor; yeniden yapılandırılan yalnızca faizleri. Devlet, kümülatif olarak birikmiş faizlerin önemli bir bölümünden vazgeçecek. Düşen faiz oranları özellikle vergi borçlarında öteden beri haksız uygulama yaratıyordu. Çünkü devletin bu borçlara uyguladığı faizler çok yüksekti. Faizlerin sürekli düştüğü ortamda bu uygulamanın yapılması zaten bekleniyordu.
* Bu uygulamanın kapsamı ne?
Vatandaşların devlete ne borcu varsa hepsi bu uygulamanın içinde. Devlete borcu olanlar ilgili vergi dairelerine başvurup bu borçları yeniden yapılandıracaklar; ancak bu konuda ilgili kararnamenin çıkmasını beklemek gerek. Bunun da ay sonuna kalmadan çıkacağını sanıyoruz. Çünkü vergi borcu olanların çoğu bu borçları zaten eski faiz üzerinden yapılandırmış durumdaydı. Bu durumdaki vatandaşlarımız, eski faizler üzerinden yapılanan bu borçların bu ayki taksiti için biraz beklesin. Ve yeni uygulamayı basından takip etsinler; buna bağlı olarak da başvurularını yapıp, bu ay dahil, kalan borçlarını, faizler düştükten sonra taksitlendirip ödesinler.
* İhracatçı devletten ne istiyor?
Dünya ülkeleri durgunluğa karşı ulusal paralarının değerini düşük tutuyor. Doların Eylül'ün ikinci yarısından itibaren değer kaybetmesi Türk Lirası'nın dolara karşı değerli olmasına yol açıyor. Türkiye'nin rakibi ülkeler çok uzun süredir zaten paralarının değerini düşük tutuyorlar. İhracatçı burada küresel koşullarda rekabet edebilmek ve ürününü satabilmek için destek bekliyor. İhracatçının 'TL'nin değeri düşsün' diye doğrudan isteği yok zaten; TİM üretime destek verilmesini, üretim üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesini istiyor.