BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Dikkat! Derviş sahnede

Eklenme Tarihi 4 Şubat 2014
2001 yılında Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı ekonomik krizden çıkması için IMF tarafından Türkiye'ye özel gönderilen Kemal Derviş, yine konuşmaya başlamışsa ve hele hele Hürriyet Gazetesi onu manşete çekiyorsa, çok düşünmek ve de dikkatli olmak lazım.
Küresel odakların ne yaptıkları yıllardır bilindiğinden, Türkiye siyaseti ve ekonomisi üzerinde yeni oyunlar kurgulamak üzere Kemal Derviş'in yeniden sahneye sürülmesinin elbette bir sebebi var.
Kemal Derviş ismi ne zaman öne çıkarılıyorsa "bir şeyler hazırlanıyor" demektir. Şöyle:
BİR) 'Ekonomik kriz var' algısı yaratılmak isteniyor...
İKİ) 'Ekonomik kriz artı Kemal Derviş eşittir; teknokrat hükümet modeli' mesajı verilmeye başlanıyor...
Türkiye, IMF odaklı küresel operasyonlarla 2001 yılında ekonomik krize sokulurken, böyle yapıldığından tecrübemiz oldu.
2001 krizinde Türkiye'de yeni politikalar üzerinde IMF yaklaşımının damgasını vuracak kişiyi, KEMAL DERVİŞ'İ hazırladılar. ABD'den yola yeni Merkez Bankası başkanı olarak çıkardılar, Ankara'ya indiğinde ise ekonomiden tek sorumlu bakan olmasını sağladılar.

Derviş'in derin mesajları

Derviş'in konuşması, ''2001 krizinin doktoru, herkesin merak ettiği, yeni bir ekonomik krizin içinde miyiz?" sorusuna yanıt verdi'' denilerek çeşitli sitelerde servise konuldu.
Derviş'e göre, ciddi bir güvensizlik ortamı oluşmuş. Cari açık yüksekmiş.
Finanse edebilmek için para gerekiyormuş.
Türkiye için doğru olan yüzde 6 büyüme ve yüzde 5 civarında bir cari açıkmış. Hâlbuki şu anda yüzde 3,5'u aşmayı zorlayan bir büyüme var ve cari açık yüzde 7'ye yakınmış' Derviş devam ediyor... "Her saat bir şeyler değişiyor. Şu anda olaylara yön verme noktasında ağır basan siyasal güven eksikliğidir. Bir ülke faizi bir panik aracı olarak arttırdığında bu ters de tepebilir. Günlük piyasa işleyişine ve özel girişimin yatırım kararlarına siyasetin girmesi bir ülkeyi çökertir'

Dilinin altındaki sözler

Kemal Derviş, sonunda dilinin altındaki söylüyor: Bu noktadaki en önemli soru şu; Avrupa ülkesi miyiz, Ortadoğu ülkesi miyiz? (Ne tesadüf. Merkez bankası faiz artırımı yaptıktan sonra Hürriyet gazetesi de bu manşetle çıkmıştı)...
Bence buna net olarak Avrupa'da dememiz lazım. Ortadoğu'da barışa dönüşü desteklememiz doğal, ancak Türkiye'de dışarıdan yatırım yapmayı düşünenler 'Biz aslında Avrupa ailesinin bir üyesine yatırım yapıyoruz' diye düşünebilmeli."Türkiye Ortadoğu keşmekeşine sürükleniyor" gibi bir intiba maalesef kısmen oluştu. O şüpheyi kaldırmamız lazım.
DERVİŞ'İN ÇIKIŞ YOLU: "Seçimler bir mesaj verecektir. Benim gönlümde daha dengeli bir siyasal yapı var. Her demokrasinin dengeye ihtiyacı var.
Türkiye'deki siyasal yapıda bir yenilemenin olacağını tahmin ediyorum. Türkiye'de sosyal demokrasinin güçlenmesi için önemli bir zaman.
Daha güçlü bir CHP'nin yükselmesini ve kendi programını herkesi kucaklayarak, herhangi bir rövanş politikasından uzak durarak, herkesi bir araya getirecek bir söylemle güçlendirmesini arzu ediyorum"
Küresel Stratejik akıl, Kemal Derviş'i yeniden piyasaya sürüyor. Küresel stratejik akıl'a yıllardır hizmet eden malum iç ve dış medyada hemen devreye sokuluyor.

SONUÇ: Küresel güçler ''Gezi'den başlayarak, 17-25 Aralık derin operasyonlarıyla, Türkiye'yi EKONOMİK DALGALANMA içine düşürmek, FİNANSAL DARBE girişiminde bulunarak siyaseti dizayn etmek" üzere harekete geçmişlerdi.
Yine, Yeniden. Karşımızda Kemal Derviş... Aman dikkat...