Tarihi 8 Ağustos 2019

Uyuz!

PKK Suriye'de işgal ettiği bölgelerde talan ve soygun yapıyor.
Girdiği şehirlerde kendi kafasına göre mahkemeler kuruyor. Ve bu düzmece mahkemeler yoluyla insanların evlerini, arazilerini, tarlalarını, ne varsa gasp ediyor. Nitekim geçtiğimiz günlerde bu yönde BBC'de bir haber analiz vardı. İngiliz Devleti'nin resmi yayın organı PKK'nın Suriye'de işgal ettiği bölgelerde insanların mallarına ve tapulu arazilerine sahte evraklar düzenleyerek, düzmece mahkemeleri de kullanarak nasıl el koyduğunu anlatıyordu. Tapulu yerlerini militanların eline nasıl geçtiğini anlatıyordu. Batı PKK'nın her türlü katliamına, hırsızlık ve gaspına daima seyirci kalmayı seçer.
Hatta çalınan Müslüman malı olursa alkış tutar. BBC neden böyle bir haber yapıp Suriye'deki PKK'yı eleştiriyor?
İnsanın aklına böyle bir soru gelebilir.
Cevabı da gayet basit. Çünkü BBC PKK'nın hızını alamayıp Hristiyanlara ait evleri, arazileri, vakıf mallarını sahte evraklarla militanlarına dağıttığını yazıyor. El konulup çalınan Hıristiyan malı olunca ayağa kalkıyorlar. BBC'nin feryadı bundan dolayı. Halbuki savaş öncesi 20 milyonluk Suriye'de nüfusun yüzde 10'u Hıristiyandı.
Yüzde 13 azınlığa sahip Alevilerin yönettiği ülkede nüfusun yüzde 73'ü Sünni'ydi. Ve bu yüzde 73'lük en kalabalık çoğunluk savaşla birlikte yerlerinden, evlerinden, mallarından ve mülklerinden edildi. Neredeyse tamamı gasp edildi. Milyonlarca insan ülkesinden kaçmak zorunda kaldı.
Onların çalınan malları için kimse haber yapmadı. Evleri, arazilerinden olan tam 3.5 milyon Suriyeli Türkiye'ye sığındı. Milyonlarcası Avrupa'ya, Arap ülkelerine kaçmak zorunda kaldı. Hepsi vatanlarına döneceği günü bekliyor.
Ancak onların bu dönüş sağlandığında nasıl zorluklarla karşılaşacağını kimse konuşmuyor. Evlerine, dükkanlarına, tarlalarına gittiklerinde tapusunun PKK veya Esad yanlıları üzerine geçirildiği gerçeğiyle yüz yüze geleceklerini kimse hesaplamıyor. Müslümansa gördüğü her türlü zulüm Batı tarafından normal karşılanıyor. Onların soyulması, her şeylerinin elinden alınması mübah olarak görülüyor. Karşımızda böylesine alçak, zalim ve aşağılık bir BATI kafası var. Türkiye'nin PKK işgalinde olan Fırat'ın doğusuna 32 km. girerek güvenli bölge oluşturması sadece ulusal güvenliği için önem teşkil etmiyor. Aynı zamanda kendisine sığınan 3.5 milyon insanın gasp edilmiş mallarına, evlerine bir nebze de olsa kavuşma ihtimali adına hayati öncelik taşıyor. Aslında 32 km de yetersiz. İnsanlık adına gaspçıhırsız katillerin bölgenin tamamından temizlenmesi gerekiyor. Ancak dedik ya kendi çıkarları adına her türlü alçaklığı, terörü, katliamı ambalajlayarak dünyaya sunan kalleş bir BATI var ortada.
Amerika'ya defalarca teröristlere verdiği desteğin yanlış olduğunu hatırlattık. "Madem müttefikiz, ulusal güvenliğimiz ve insanlık adına Fırat'ın doğusuna gireceğiz, siz de müttefikliğin gereğini yapın" dedik. Dinlemediler.
Şimdi Türkiye'nin kararlı tutumuyla yumurta kapıya dayandı. Sıkıştılar.
Ne yapacaklarını şaşırmış durumda kafalarını kaşıyorlar. Çıkarları uğuruna İngiltere'yi, Avrupa'yı bile satan Amerika şimdi kıçı kırık gaspçı PKK'ya kalkan mı olacak? Yoksa koskoca Türkiye'yi karşısına mı alacak? İşte Washington'un altında ezildiği sorun bu. Ancak sorunu oluşturan asla Ankara olmadı. Terörle yatarsan şaşı kalkarsın. Amerika'nın durumu aynen bu. Amerika'da iki eyalette psikopatlar çok sayıda insanın üzerine ateş ederek öldürdü. ABD Başkanı çıktı "Bu katilleri İDAM edelim" diye bas bas bağırdı. PKK binlerce insanın katilidir.
Türkiye'nin müttefiki ve insan hakları havarisi Amerika İDAM EDİLMESİ gereken PKK'lı katillerin hamisi mi olacak? Yoksa müttefikliği mi idam sehpasına çıkaracak? Karga ile dost oldular, mikroplarını öptüler, virüsü aldılar, uyuz oldular. Kaşıntıları bu! Her şeyi PARA için yapmak, müttefikini satmak nereye kadar." Züğürt olarak düşmektense UYUZ olarak kaşınmak daha yeğdir" sözüne mi sarılacaklar?
Yoksa "Karga ile dost olanın yeri çöplüktür" sözü içinde mi boğulacaklar? Göreceğiz!