Avrupa adına Türkiye'deki seçimleri gözlemci olarak takip etmekle görevli Andrej Hunko'nun PKK bayrağı ile ve teröristlerle verdiği pozlar ortaya çıktı. Ukrayna'da iç savaşın yaşandığı günlerde turuncu devrime katkılar yaptığı, sık sık bu ülkeye de gittiği ortaya çıktı Hunko'nun.
Türkiye, Avrupa'ya "Bizim seçimlerimiz şeffaf, gözlemci gönderin, hiçbir sakınca yok" diyor. Adamlar tutuyor, PKK sempatizanı, teröristsever birini gözlemci olarak gönderiyor.
Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı AGİT'in gönderdiği adama bakar mısınız? Adı "Güvenlik teşkilatı" ama bu ülkenin güvenliğini binlerce insan öldürerek tehdit edenlerle öpüşenleri "Bu ülkenin referandumu"na gözlemci olarak gönderecek kadar kansızlar.
Avrupa'dan da aksini beklemek yanlış olurdu zaten. Seçim öncesi "Türkiye'de Evet çıkarsa" diye tehditlerle başlayıp "Hayır kampanyası" yapan ve taraf olan isimleri, kanlı PKK sevicileri referandum takipçisi olarak gönderdiler. Şimdi onların hazırlayacağı raporla Türkiye'deki referanduma dünya kamuoyu üzerinde gölge düşürmek için kolları sıvadılar. Çünkü bu işlerine geliyor, çıkarları Türkiye'deki sistemin değişmesi ile akla hayale gelmeyecek kadar darbe alıyor. O yüzden ellerindeki tüm argümanları kullanarak hala "Başkanlık " sistemini engelleyebilir miyiz diye hayaller kuruyorlar. "Türkiye güçlenecek" diyerek Avrupa olarak bu ülkeye her türlü fitneyi ihraç etmek için planlar yapıyorlar. Bakın dünyaca ünlü finans kurumu Goldman Sachs tüm müşterilerine bir rapor gönderdi. O raporda "Almanya ekonomik olarak gerileyecek ve 22. sıraya düşecek.
Türkiye 9. sıraya yerleşecek" deniyordu. Güç kaybı yaşayanlar ve bunun kabusunu görenler şu andaki Türkiye'den rahatsızlarsa, dünya sıralamasının değiştiği günlerde neler yaşayacaklarını siz düşünün.
Tüm dünyada şu anda müthiş bir PARA ve GÜÇ savaşları yaşanıyor. İttifaklar çatırdıyor, yeni dengeler kuruluyor. Doğuya hükmetmek isteyen Batı'nın tüm yolları Ankara'dan geçiyor. Corriera sera Della gazetesinin sorularını cevaplayan İtalya Dışişileri Bakanı Angelino Alfano bakın ne diyor; "Biz, Doğu ve Batı arasında bulunan Türkiye'nin kilit bir rolde olduğunun farkındayız. Türkiye ve Rusya'nın izole edilmesi çağrıları duyuyorum. Asil ilkeler ve ideallere başvurmak istemiyorum. Basit bir dille, bu işimize yaramaz. Gerçekçilik gerekiyor." Evet kilit bir ülkeyiz ve Rusya'ya ambargo uygulayan Avrupa, Türkiye'ye de saldırıyor, benzer yaptırımlar için çatlak sesler hızla yükseliyor. Peki Avrupa neden paranoyak gibi Türkiye'ye saldırıyor? İtalya Dışişleri Bakanı Angelino Alfano bu soruya da cevap veriyor:
"Türkiye'nin niyeti açık görünüyor; küresel dinamikte büyüyen bir etki olma girişimi. Uluslararası terörle mücadelede anlamlı bir rol edinmekle başlıyor buna. Geleneksel, aynı zamanda yenilikçi bir bakış açısıyla, BÜYÜK GÜÇLERLE EŞİT şekilde tartışır seviyede olmak istiyor." Evet Türkiye artık masalara garson olmak istemiyor... Alfano'nun dediği gibi o masalarda "EŞİTLİK" istiyor, dik duruyor, yer buluyor. Avrupa ülkeleri birer birer o masalardan kovuluyor. İtalyan Bakanın açıklamaları çok önemli... Muhabir "Erdoğan, AB ve genel olarak Batı tarafından boş bırakılan alanları mı fırsat biliyor" diye soruyor. Bakan Alfano "Ne yazık ki evet" diyor. Evet onlar için durum "NE YAZIK Kİ" noktasında...
Tabii ki darbeci katilleri besleyecekler, kanlı PKK'ya kucak açacaklar. Tabii ki topluca "Hayır" kampanyasına katıldıktan sonra şimdi de "Acaba referandum iptal olur mu" hayaliyle Türkiye'deki maşalarını kullanarak provokasyonlara imza atacaklar. "Ukrayna'da ve Gürcistan'da devrimleri ben paramla yaptım.
Gezi'ye de çok katkım oldu" diyen küresel sermayenin tetikçisi Soros da sessiz sedasız Türkiye'ye gelmiş. Artık yabancı istihbarat örgütlerinin memurlarından, büyükelçilerinden talimatlar alarak yönetilen bir Türkiye yok. Bambaşka GÜÇLÜ ve sürekli çıtayı yukarıya taşıyan bir ülkeyiz. Bunu görüyorlar, bizi ayrıştırmak ve birbirimize düşürmek için her şeyi yapacaklar. Çünkü en iyi bildikleri bu... Onlara maşa olanlar olacak... Ancak İtalyan Bakan Alfano'nun deyimiyle "NE YAZIK Kİ" kaybedecekler.