Hiç fark ettiniz mi bilmiyorum.
ABD Başkanı Trump bazen İsrail'i azarlıyor, bazen dövüyor ama finalde hep öpüyor. Neden böyle oluyor?
Trump'ı buna mecbur bırakan sebepler mi var? Haydi gelin bu konuyu açalım bugün.
Siyonizm'in ABD'ye sızıp, nasıl paralel devlet gücü oluşturduğunu, koskoca ABD'yi nasıl esir alıp köleye, hizmetçiye, uşağa çevirdiğini hep birlikte görelim.
Amerikan istihbaratı çok sayıda İsrail ajanını kendi topraklarında hatta devletin üst kademelerinde yakaladı, hatta tutukladı ancak hiçbir şey yapamadı.
Başka ülkenin casusları olsa süründürürler, cezaevlerinde tecrit ederlerdi. Ancak yakalanan İsrail casusları olunca durum hemen değişiyor. Bir bakıyoruz Trump kameralar önünde yanındaki Netenyahu'ya soğuk davrandığı anlarda aniden Türkiye ve Başkanı Erdoğan'a övgüler yağdırıyor.
İsrail'i adeta Türkiye ve Erdoğan ile dövüyor.
Aradan çok uzun süre geçmeden bu defa Trump İsrail ve Netenyahu'ya övgü dolu sözler gönderiyor.
Hemen ardından "İsrail Gazze saldırılarını bitirmeli. Amerika'da onlara artan öfke büyüyor. Bunun sorumlusu biz değiliz" diyerek sopa gösteriyor. Akabinde üç-beş gün geçmeden bu defa "İsrail'in sonuna kadar yanındayız" diyerek durup dururken açıklamalar yapıyor.
Muazzam zigzagları bugüne kadar pek gündeme getirip konuşan olmadı. Ama bu zigzagların temelinde Trump'ı dehşete düşüren ve uykularını kaçıran nedenler var.
En basitinden gidelim.
Trump seçime giderken Elon Musk'ı yanına aldı.
Başkanlık koltuğuna otururken yanında hep Elon Musk vardı. Hatta teknoloji devinin patronu dünyanın en zengin adamına medyada "Gölge Başkan" yorumları gırla gidiyordu.
Ancak bu kucaklaşma çok kısa sürede savaşa ve düşmanlığa dönüştü.
Trump'ın Çin dahil birçok ülkeye koyduğu vergiler Çin ve Avrupa'yı sarsmak içindi. İkisinde de Yahudi sermayesi zirvedeydi. Vergiler bu Yahudi sermayesinin trilyon dolarlar kaybetmesi, hatta birçok fabrikanın batması anlamına geliyordu.
Küresel sermayeye savaş açan ulusalcı derin yapının iktidara taşıdığı Trump paraya tapan Siyonist sermayeyi en sevdiğiyle yani dolar kaybı ile vuruyordu.
Ancak yurtdışı yatırımları olan Elon Musk da bu vergilerden etkilendi. Trump'ı vazgeçiremeyince kavga düşmanlığa döndü.
Trump Amerikan vatandaşı olmayan Elon Musk'ı dışarı atmakla tehdit edince karşı hamle geldi. Peki Elon Musk Trump'ı neyle vurdu?
Siyonizm'in şu anda elindeki en büyük silahı ile... Yani "Epstein Dosyası"yla... Üç yüzbin sayfadan fazla iddianameye sahip Epsitein davasında Trump'ın da adının geçtiğini twitter'dan paylaşan Elon Musk, ABD Başkanını belden aşağı vuruyordu.
Peki Epstein davası neydi? Bir MOSSAD ajanı olduğu ortaya çıkan Epstein, partneri İngiliz medya devi Maxwell ile birlikte aralarında reşit olmayan kız çocuklarının da bulunduğu çok sayıda kişiye cinsel tacizde bulunmak ve seks amaçlı insan kaçakçılığı yapmakla suçlanıyordu.
Dolar milyarderi işadamı Epistein yıllardır Amerikan siyasetinin önde gelen isimlerini, Karayipler'de satın aldığı bir adada ağırlıyordu. Kurduğu ilişkiler ağıyla ABD eski başkanlarını bile bu adada misafir ediyordu.
Adadaki muazzam malikanede çocuk yaştaki kızlar misafirlere sunuluyordu. Epistein ve ortağı Maxwell suçlu bulunup 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
ABD eski başkanları Clinton ve Obama'dan tutun İngiltere Prensi Andrew'e kadar çok sayıda siyasi ismin bu adada ağırlandığı ve reşit olmayan kızların bunlara sunulduğu iddiası ABD'yi olduğu kadar dünyayı da sarstı. O kızlardan çoğu bugün açılan davalarda tanıklık ederek kendilerini taciz eden siyasilerin isimlerini verirken, İsrail de bu dosyayı muazzam bir silah olarak görüyor ve kullanıyor. ABD'de küresel sermayeye savaş açan derin ulusalcı yapı, MOSSAD'ın ajanı Epstein ile ülke siyasilerinin boynuna taktığı bu şantaj tasmasına karşı hamle yaptı. MOSSAD ajanı Epistein'i cezaevinde sessizce öldürerek tüm bilgilerin mezara gideceğini zannetti.
Ancak tüm bilgiler çoktan MOSSAD'ın eline geçmişti bile.
Epstein öldürülmesine rağmen o bilgiler İsrail tarafından servis edildi.
Küresel sermayenin ABD ve tüm dünyadaki yayın organları da bu bilgileri tepe tepe kullandı. Adeta bir şantaj aracı olarak hala Amerika'yı yönetenlerin tepesinde bu dosya asılı duruyor.
Trump ne zaman İsrail'e küçük bir serzenişte bulunsa bile, ertesi gün Siyonist medya hemen Epistein Dosyası ile ilgili haberler yapıp manşetlerden taşıyor, sopa gösteriyor.
Trump da dahil çok kişi geri adım atıyor. Trump sık sık "Epstein'in Karayipler'deki adasına davet edildim ama hiç gitmedim" diye açıklamalar yapmak zorunda kalsa da bu tezgahçı MOSSAD ajanı ile yan yana çektirdiği fotoğraflar canını fena halde yakıyor.
Şu anda ABD'nin dış politikasında İsrail şantajıyla oluşturulan bir esaret hakim. Tüm zigzagların nedeni bu.