Sinirli bir Prof'la karşılaştığınızda yapacağınız tek şey haddinizi bilip susmak veya bir halt ettiyseniz de sizi affetmesi için yalvarmaktır. Belki bir tek, 'yaşını hatırlatarak' acımasız olabilirsiniz; Mesela size dönüp 'Saçını boyatma, çocuğuna yumurta al' dediğinde. Anladınız, acımasızca ele alacağımız konumuz; beslenme uzmanı Canan Karatay'ın katıldığı bir 'aydınlatma' toplantısında hanımları nasıl haşladığı... O hanımlardan biri ne demişti hatırlayın; "Bizim ülkemizde sizin anlattığınız yiyecekleri 4 kişilik bir aile nasıl yiyebilsin?" Malum cevap da şöyleydi; "Saçınızı boyatmayın. Haftada bir kuaföre gidip makyaj yaptırmayın!"
Demek ki ana mevzuumuz, yumurta ve kıl tüy bir arada...
Önce 'şu saç boyası nemenem bir şey' ona bakmak lazım.
Öğrendiğime göre fiyatı 3.5 liradan başlıyormuş. Sulandırıp kafaya çalıyormuşsun ve etkisi bir ay sürüyormuş. Oysa yumurtanın birim fiyatı ortalama 200 kuruş.
Karşılığında kaç tel saç boyayabilirsiniz siz düşünün. Hele de kocaya genç görünmek için iki yumurta çırpıp yüze maske yapmak, sizi neredeyse Imelda Marcos'la bir yapar ki, artık müsriflik mertebelerinden mertebe beğenin. 'Kuaförde makyaj yaptırmaya' gelince onu da karıma sordum. Hırs dile gelip dedi ki, "Hoca hangi Türkiye'de yaşıyor, bu kadınlar bir tek gelin olduklarında gidip makyaj yaptırırlar. Olsa olsa pazardan aldıkları bir tek rimel ve rujları vardır. Ruju aynı zamanda yanağa sürüp allık yaparlar, ne kuaförü ne makyözü?"
Demek ki adınızı 'halkın beslenme uzmanına' çıkardıysanız, vatandaşla buluşmadan önce bu bilgilerden haberdar olacaksınız. Ve elbette daha anlayışlı, daha sevecen.
Unutmayacaksınız, onlar yoksa siz de yoksunuz. Bir de önerdiğiniz yemek listelerini kendi gelirinize göre değil, hanımların satın alma gücünü göz önünde bulundurarak hazırlayacaksınız.
Yok öyle 6 nüfuslu aileye "Bizler yağ olarak doğal köy tereyağı, soğuk sıkım zeytinyağı, protein olarak yağlı kuzu eti, balık, yumurta ve köy tavuğu yemeliyiz. Olmadı tavuk alıp yetiştirin" demek.
Her şeyden önce insanlarımız iki oda apartman dairelerinde yaşıyorlar. Değil tavukların, çoluk çocuğun bile yatacak yeri yok. En trajikomik öneri de kuzu eti ve balık! Kilosu kaç para biliyor mu acaba hocanım? Ha kuzuyu alıp balkonda beslersiniz o başka tabi... Ama o canımın içi de iki kavurmalık neticede.
Son bir adilik yapıp, "Bu hanımların sizin gibi kapkaççıya kaptıracak kadar paraları yok han'fendi, onlar kıt kanaat geçiniyorlar" demek isterdim ama ben de zamanında bankamatik farelerinin tuzağına düşmüş bir salak olduğumdan o konuya fazla girmeyeceğim. Üstelik yanımda ODTÜ mezunu bir arkadaşım vardı ve şifremi hırsıza ısrarla dikte ettirmiştik.
Kamu spotu
Ülke halkı olarak 'ayaklarımızı yorgana göre uzatmadığımız' gerçeğini elbette unutmuyoruz. Ama bu asla ve asla üç kuruşla mutfakta harikalar yaratmaya çabalayan, saçını süpürge etmiş ev hanımlarımızı kapsamıyor. Olsa olsa iki cebinde iki son model cep telefonuyla dolanan erkeklerimizi işaret ediyor. Bir de asgari maaşa talim edip, her benzin zammında sonra azimle araç satın almaya koşan şuursuzları.